Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasi bu mu?

Demokrasi bu mu?
 

Bağırmakla, çağırmakla, hakaretle küfürle demokrat olunsaydı, tüm çığırtkanlar demokrattı.


Demokrasiyi, çoğulcu, liberal vs. diye değişik sınıflara ayırmadan genel ve basit anlamda şöyle tanımlayabiliriz; tüm vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir.

Demokrasilerde vatandaş da söz sahibidir.

Yöneticilerini seçmede, onların icraatlarını kontrol etmede, devletin ve milletin menfaatleri konusunda söz hakkı olan bir Türk Milleti var mı şu anda?


Demokrasilerde düşünce özgürlüğü vardır.

Şimdi ülkemize bir bakalım, ne var ne yok:

* Yerel seçim genel seçim havasında gidiyor. Ortalık toz duman, hükümet yönetimini bıraktı; başbakanımız, bir gün o şehirde, bir gün bu şehirde. Meydanlara topladıkları parti sempatizanları ile bize gösteriş yapıyor. Miting alanındakiler hep bir ağızdan başbakanı tasdik ediyorlar.
"Eveeeeeet!.. Sepeeeeeet!.. En büyük başbakan bizim başbakan... Davos kahramanı!.." sözleri havalarda uçuşuyorlar.

* Sanki bu insanlar Uzaydan bir Ufo ile memleketimizi ziyarete gelmişler. Kendilerine beyaz eşya, erzak, para, burs vs her türlü yardım yapılmış. Sonra da bu sözler ezberletilmiş...

* Durum böyle değilse, miting alanlarındakiler bu ülkenin insanlarıysa, gözlerinde arıza mı var, beyinler mi küflenmiş? Gerçekleri görüp, idrak edemiyorlar mı?

* Fabrikalar, iş yerleri kapatılıyor, işveren de, işçi de, vatandaş da kan ağlıyor.
Medyadan bunları takip etmiyorlar diyelim, bazı enteller gibi! Ama bu insanlar hiç mi çarşı pazara çıkmazlar, yoldan geçerken kapalı kepenkleri görmezler?

Başbakan ana muhalefet lideri Baykal'a önce,

- İşsizliği ortadan kaldırmanın yollarını biliyorsa söylesin! Hemen politikayı bırakacağım, diyor.

Baykal durur mu?

- Al sana 7-8 madde! diye işsizliği ortadan kaldırmanın tiyolarını veriyor meydanlardan.

Bu sefer başbakan gürlüyor:

- Bana akıl verme! Senin aklına ihtiyacım yok!

Hani soruyordunuz ya! Ne oldu? Sorarken akla ihtiyacı olan, cevap alırken akla ihtiyacı olmayan bir sayın başbakanımız var. Van minıt, van minıt daha itmedi.

Başbakan dün Kayseri'de, "Bire bir seçmenle temastayız, gençlik kollarımızla, kadın kollarımızla, tüm partimizle seçmenle bire bir temastayız, yerel seçimlerde başarı bizim" diyor.

Niye bire bir seçmen teması. Evlere giden kadın kolları ve parti temsilcileri, AKP'ye oy garantisi almak için seçmene sadece vaatlerde bulunmuyor, onlara çeşitli yardımlar ve hediyeler de götürüyor. Ama sadece kendilerini seçeceklere. Oy garantisi de istiyorlar. Bunları dinler de dedikodu olduğunu düşünmek isterdik.

Başbakan kendi ağzıyla itiraf etti. Seçmenle bire bir temastayız, diyor. Bu nasıl temassa öyle!

Gelişmiş Avrupa ülkelerinde demokrasi gördüm tabii ama böyle bire bir temasa geçilen demokrasi görmedim. Şehri kirletmeyecek şekilde panolar, reklam afişleri filan asılır belirli yerlere.

Yetkili politikacılar, geçerler ekran karşısına, birbirlerine hakaret etmeden, neler yaptıklarını, neler yapacaklarını anlatarak halkın güvenini sağlamaya çalışırlar. Tıpkı İzmir Belediye Başkan adaylarının geçenlerde, basın önünde bir toplantıda yaptıkları gibi, birbirlerinin ellerin sıkarak ayrılırlar sonunda.

Bizimkiler meydanlara sığmıyorlar. Hiçbir ilin Belediye Başkan adayı ön plana çıkarılmıyor, birkaçı haricinde. Erdoğan, muhalefeti de çağırdı meydanlara! Baykal ve Bahçeli de meydanlarda.

Baykal'ın "Hükümet olmuşsun ama adam olmamışsın!" sözü de gerçekten çok ayıp. Böyle muhalefet olmaz olsun!

Başbakanımız da, sanki kendisi uslu duruyormuş gibi, bu sözleri yargıya taşıyacakmış.

Milleti, basını susturduğu yetmiyor ya, şimdi de muhalefeti susturacak. Hepimiz susta maymunu olacağız, sadece başbakan ve adamları dolanacak ortalıkta. Kendileri atacaklar, kendileri tutacaklar. Bizler de biletsiz, bedava seyirciler olarak tribünlerde oturacağız ya da ayakta duracağız.

Ben böyle demokrasinin... Gerisini getirirsem RTÜK Milliyet Blog'u kapatır.:)) Şaka ya! Daha o duruma gelmediler de yayına girmez bu yazı. En iyisi "Benim terbiyem sizlerin demokrasi anlayışına cevap vermeye müsait değildir ey politikacılar ama bir gün Milliyet Blog'dan ayrılırsam cevap veririm sizlere!" deyip geçeyim.

Bu politikacıların demokrasi anlayışı bence başka ülke politikacılarında yoktur. Çok ayıp ediyorlar. Biraz daha sakin ve birbirlerine saygılı olmalılar. Böyle, hakaretlerle bir yerlere varılmaz. Olan ülkeye ve millete oluyor.

Başbakanın Kayseri mitingindeki sözlerini ayrıntılı bir şekilde Milliyet. com.tr'den okuyabilirsiniz. İşte linki:

http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&ArticleID=1065674&Date=01.03.2009&b=Adam gibi dururuz adam&ver=32

Mustafa Mumcu, 01. 03. 2009 / 23:42

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..