Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

Demokrasi bu mu?

Uzun bir zamandır içimden yazmak gelmiyordu… Kağıt, kalem ve bilgisayarı görmek istemiyordum. Kısaca siz buna, bezginlik veya hayata küsmekte diyebilirsiniz. Çünkü işi, parası, sağlık garantisi, güvenliği ve geleceği olmayan hastalıklı bir toplum içerisinde yaşıyorsunuz. Ülkenizin cumhuriyet boyunca edinmiş olduğu bütün varlıklarının, para getiren kaynaklarının satılması, böylece iş sahalarının ortadan kalkması, zaman içinde gittikçe fakirleştiğinizi hissetmeniz, hak ve adaletin eşit olarak değil, farklı şekilde tecelli etmesi, demokrasi denilerek size bir şeylerin dayatılması, insanın moralini bozuyor ve hayata karamsar bir şekilde bakmanıza sebep oluyor. İşsizlik almış başını yürümüş. Bu konuda yapılan hiçbir istihdam çalışması yok. Kişi olarak elinizden hiçbir şey gelmiyor. Enflasyon iki rakamlı sayılara ulaşmış, işçiye memura ve emekliye hala %2 zam yapılıyor. Doğalgaz, benzin, elektrik, tüp gaz, vergi ve ulaşıma ise akıl almaz zamlar yapılıyor. Kimse itiraz edemiyor. Kimse “ bu zamlar nedir?” diyemiyor. Çünkü ipin ucu kaçmış… Ankara’da Gökçek’in ulaşıma zammı mahkemelik olmuştu. Danıştay zammın geri alınmasına karar verince Başbakanımız “Belediyeyi Danıştay gelsin işletsin.” Demiş. Belediyenin ulaşımda aylık zararının 41 trilyon olduğunu, akaryakıtın, yedek parçanın fiyatını belediyeler mi belirliyor? Bunlar uluslararası belirlenen fiyatlar demiş. Benzinin, motorinin ve doğal gazın başka ülkelerdeki fiyatlarına bakıyorsunuz. Bir de başbakanın sözlerine bakıyorsunuz. Birinden biri yanlış tabi… Ayrıca sadece ulaşımda aylık 41 trilyon zarar nasıl olabilir? Bunun altından halk nasıl kalkacak? Basiretsiz belediyelerden, yani yöneticilerden halkı kim koruyacak? Hukuk yoluna başvurunca başbakan kızıyor. Başvurmayınca cebimiz bu zamları yükleri kaldıramıyor. Yöneticiler, belediyeler halkın cebindeki paraya güvenerek mi bu işlere talip oldular? Bütün siyasetçiler basiretli ve akıllı bir tüccar gibi gelirlerini, giderlerini hesap ederek, harcamalarını ona göre yapmalıdır. Halkın cebinden fahiş zamlarla, fiyat artışları ile vergi ile para alarak yatırım yapılırsa, bu iş yatırım değil, bir başkasına para aktarmak olur. Bu konuda eski bir atasözümüz vardır: ”Barut’u beylik olursa atması kolay olur.” Eskiden ateşli silahlar için barutu bölgenin beyi temin edermiş. Tabi böyle olunca barutun harcanması, yani yakılması kolay olurmuş. Halka vergi çıkarılarak, kullanmak zorunda olduğu mallara zam yapılarak yapılan yatırım, yatırım değil halka eziyettir. Ayrıca ne yatırımı yapıyorsunuz? Ülkede inşaattan ve yol yapımından başka bir şey yok. Halkın mali açıdan rahatlaması için ne yapıldı? İstihdam, yani iş sahası var mı? Emekliye, işçiye, memura ne kadar zam verdiniz? Gayrisafi milli hasıla eşit bir şekilde paylaşılıyor mu? En önemlisi hazır yiyici belediyelerden, yöneticilerden halkı koruyacak bir makam var mı? Milletvekillerimiz parti başkanlarının atanmış bir memuru. Çünkü onları parti başkanları seçiyor. Biz de mecburen ceza almamak için sandık başlarına gidiyoruz. Parti başkanlarının seçmiş olduğu belediye başkanları ve milletvekilleri halka, yani bize hizmet ederler mi? Bunlardan bir tanesinin parti başkanına itiraz ettiğini duydunuz mu? Gördünüz mü? Bir tane itiraz eden çıktı da başına gelmedik işler kalmadı. Adam Türkiye’ye hasret olarak yaşıyor. Biz vatandaşların öyle ülke dışına çıkabilme gibi bir şansımız da yok. Kamer Genç’in halk için söylediklerinin ise dikkate alındığını sanırım hiçbir zaman göremeyeceğiz. Anayasa üzerinde oynanarak, yargıda bir hükümet memuru haline getirilirse asıl o zaman perişan olacağız. Yasama yürütme ve yargı bir elde toplanacak. Bizi basiretsiz belediyeci ve yöneticilerden koruyacak bir yargı da kalmayacak…
 
Toplam blog
: 32
: 401
Kayıt tarihi
: 20.07.08
 
 

Mehmet Sabri HABERVEREN. 15.10.1948 yılında Şanlı Urfa’da doğdum. 966'da İstanbul Ed. Fakültesine gi..