Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '10

 
Kategori
Deneme
 

Demokrasi kültürünün bilinç edinimi -A-

Demokrasi kültürünün bilinç edinimi -A-
 

Demokrasi Sünnet Gibidir

Dededen miras edinimiyle kalan demokrasi kültürünü kabullenmek o kadar zor gelmez insana; fakat onu özgürlüğe basan ileri insanlık bilincinin bilgisi yapmak hiç de kolay değildir. Sünnet de böyledir. Gelenekten kolay kabul görür, fakat onu özgürlüğe basan insanlık bilincine dönüştürmek zordur. Hatta demokrasi kültürünü ileri insanlık bilinci yapmaktan bile zordur. Çünkü insanları inançlarından vazgeçirmek, onlara yeni bir inancı kabullendirmekten daha zordur.

Ben erkek çocukların toplumun inanç geleneği, veya anlamsız bir sözde sağlık bilimi önerisiyle sünnet edilmelerini insan haklarına aykırı bulmaktayım. Bunu ifade edebilme özgürlüğümü de ancak demokrasi kültürü içinde bulabildim. Ve sünnet üzerine düşünce ve duygularımı ifade edebilmiş olmama rağmen, ben oğlumun sünnet edilmesine razı oldum.

İfade edebildiğim karşıt düşüncemle birlikte, ailemin ve toplumun geleneksel sünnet uygulamasını saygıyla kabul etmiş olmam olumlu bir DEMOKRASİ KÜLTÜRÜ davranışından sayılabilir.

Aslında bu sünnet işi bireyin yasal sorumluluk aldığı reşit olma yaşına kadar ertelense bana göre ancak demokratik bir kültür olacaktır; o yaştan sonra birey özgür iradesiyle ister inancı gereği, ister sağlık anlayışı gereği ve hatta isterse estetik biçimsellik seçimiyle sünnet olabilir.

Kendi sünneti için erkek çocuğa söz hakkı verilmeyişi bu kültürün demokrasi asaletine uymayan en başlıca unsurdur. Ancak konu, toplumsal bir hukuk uzlaşımıyla bireyin reşitliğindeki seçimine bırakılabilecek biçimde düzenlenmedikçe, sırf anası babası istemediği için sünnet olamamış erkek çocuğun, büyüdükçe kendini toplum dışı bir utanç gibi hissetmesini kim önleyebilir ki?

Demek oluyor ki toplumsal bir uzlaşı sistematiği içinden çıkarılan hukuki düzenleme ile zorunlu tutulmasa bile, ve üstelik bazen bireysel karşı duruşumuza rağmen, gelenekten gelen bu sünnet kültürüne uyarız. Sünnete karşı olan bireyin bu uyumunu ben toplum huzuruna hizmet ettiği ölçüde zarif bir demokrasi kültüründen sayarım. Aynı biçimde, sünnet geleneğini sorgulayan ve insanların iradesi dışında sünnet edilmelerine karşı olduğunu açıklayan bireyi taşlamadan dinleyebilmek de soylu ve cesur bir demokrasi kültüründen sayılır. Bu iki demokratik kültür davranışının aynı ortamda huzur içinde var olabilme özgürlüğü de, demokrasi kültürünün bilinç edinim halidir.

Demokrasi kültürü, demokratik araçlarla bir biçimde belirlenmiş olan toplu ve bireysel yaşam hukukuna; ve bir hukuk düzenlemesiyle bağlanmamış olsa bile toplumun gelenek ve göreneklerine özgür eleştiri ve ifade koşulu içinde saygılı bir uyumluluk davranışıdır...

DEMOKRATİK DEVLET KİMLİĞİ

Can Dündar’ın bir yazısında, Fransız filozof Louis Althusser, “devletin ideolojik aygıtları” kavramından söz ediyordu.

Benim algılayışıma göre, söylediği özetle şuydu:

Çağdaş devlet, değneğiyle dürtükleyerek koyun güden bir çoban, ve eğitimle iradeyi rıza biçimine sokan bir ideoloji sanatçısıdır.

Devletin bu iki işlevini, farklı aygıtlar üstlenir:

İlkini, “sopa kuvveti” diyebileceğimiz “baskı aygıtı”

Diğerini “rıza üreten” “ideolojik aygıtlar”

Devletin baskı gücünü oluşturan aygıtlar, denetim kurullarıdır, ordudur, polistir, mahkemedir.

İdeolojik aygıtları da, zihinleri ikna, kalpleri inandırma” işlevi görür. Bu ideolojik aygıtların çoğu biz daha doğar doğmaz devreye girdikleri için gündelik yaşamın içinde fark edilmeden bizi devletin ideolojisi doğrultusunda işlemeye devam edebilirler. Bu aygıtların belli başlıları şunlardır:

Ailedir, mahalledir, camidir, okuldur; partiler, sendikalar, dernekler ve sosyal kulüplerdir; gazetedir, televizyondur, internettir… Aslında insan ilişkilerindeki tüm toplumsal araç ve gereçlerin zihinsel ve duygusal işlevselliği ideolojik aygıt yapılabilir.

Althusser’e göre hiçbir sınıf, sırf baskı gücüyle, yani asker ve polis zoruyla devlet olma erkini sürekli olarak elinde tutamaz. Buna en güzel örnek dağılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’dir. Dünyada diktatörlük ve tek adamlık devri neredeyse sona ermiştir.

Rıza üreten ideolojik aygıtlardan doğru politikalarla faydalanamayan bir devlet de ne kadar baskıcı olursa olsun tutunamaz ve sonunda çöker. Aileyi, okulu, camiyi, medyayı ve özellikle de ekonomik ilişkileri toplumsal rıza üreten ideoloji mekanları ve fırsatları olarak kullanmayı beceremeyen bir devlet sistematiği demokratik bir yapılanmaya da geçemez aslında. Ve, ideolojik aygıtların işlevsellik sınırlarını hep özgürlüğe doğru genişletecek yasaları ve devlet hizmetlerini bireysel yaşamın özgürleşmesine sunamayan hiçbir demokrasi de “ileri” demokrasi yapılanmasına geçemez.

İleri demokrasi örneklemesi küreselleşen politikalarla yönetilen açık devlet ve açık toplumların en ileri gidenlerinden seçilebilir. Bunun yanında, ileri demokrasi her zaman insanlığın özgürlük sınırlarını insanın bireysel özgürlük özlemlerini doyuracak biçimde genişletici ve düzenleyici yeni tasarımlara hoşgörüyle açık durur. Ve aynı zamanda, bu tasarımların demokratik toplum sistematiğinin bütünsel işlevselliğini bozmayacak biçimde günlük yaşamda etkin olabilmeleri için gerekli siyasi ve hukuki düzenlemelerin yapılmasını talep eder…

Bir milletin demokrasi bilincinin sağlığı, muhalefeti eleştirebilme yeteneğiyle ölçülebilir. Toplumsal bilincin ilerici biçimde özümsediği demokrasilerde, sorun çözücü tasarımlarla iktidarı muhalefet; sorunlarının çözümleyici sözcüsü olması için muhalefeti de millet sıkıştırmalıdır.

İleri demokrasiyi kurumsallaştırma çabalarının amacı iktidarların egemenlik sınırlarıyla bireylerin özgürlük sınırlarını şiddetle çatıştırmayacak bir sistemler uyumunu işlevsel kılmaktır. Zor bir iş olsa da Einstein'ın dediği gibi insanlığın kaderi genelde hak ettiği kadar olacaktır.

Demokratik seçimler her zaman arzu edilen bilimsellikte sonuçlar vermeyebilirler. Çünkü demokrasi uyandıran doğrudan çok, ikna için uykulara girebilen rüyaların kazandırdığı bir seçim oyunudur. Muhalefet iktidar olmak istiyorsa, iktidarı millete şikayet etmenin yanında milletin rüyalarına girebilen umutlar da üretebilmelidir. Yani siyasi muhalefet iktidardan daha ileri umut projeleri üretebilmeli ki iktidar koltuğuna oturabilsin.

Demokrasi yanılıp da kötü yöneticileri seçebilir. Eğer demokratik kurumlar özgürce çalışır durumdaysa, yeni bir seçime kadar buna demokratik muhalefet hakkıyla herkes katlanmalı. Demokratik muhalefet şiddet içermez, iftira atmaz ve çözümsüz şikayet etmez.... Aslında demokrasi hem muhalefete hem iktidara özgür eleştiri hakkıyla katlanma kültürüdür.

Muharrem Soyek

Demokrasi, okunurken güzel, sahnede oynanırken kötü olabilir; bazı yazarların oyunları gibi...
(Bernard Shaw)

Türkçe dil hatalarını geçmeyin, bildirin lütfen.

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..