Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '15

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasi mi; bu mu?/ 1

Demokrasi mi; bu mu?/ 1
 

Oldum olası politikacıların ağzından ‘demokrasi’ sözcüğü eksilmez!

Hangi parti ‘muhalefette’ olsa, ‘iktidarı’ ‘demokrat’ olmamakla suçlar!

Yurttaş, ister-istemez paranoyaya sürüklenir…

Geçtiğimiz hafta da öyle oldu!

Başbakan, Suriye’de demokrasi olmadığından dolayı ‘müdahale’ etmenin zorunluluğunu sıkça yinelerken, ana muhalefet partisi ‘sanki ülkemizde demokrasi var’ diyerek konuyu hicvetme gereği duydu…

Gerçekten, ülkemizde demokrasi var mıydı, eleştiri önceleri hazmediliyor muydu, yurttaş özgür istenciyle ‘kendini yöneteni’ seçebiliyor muydu, seçtiğinden ‘hesap’ sorabiliyor muydu, iktidarın engellemeleri yok muydu?…

* * *

Demokrasilerde ne olur öncelikle ona bakalım:

Öncelikle, insanların birey sayılma hakları vardır…

‘Birey’ olabilen insan, tüm yurttaşlık haklarından özgürce yararlanabilir…

Birey sömürülemez, aldatılamaz, hakkı elinden alınamaz, insanca yaşayabilmek hakkıdır…

Çocuklarının ‘yarın’ korkusu olmaz, ailesinin geçimini sağlamada engel tanımaz…

Birey düşünür, olanları yorumlar; herkesi eleştirme hakkı olduğunca; yasaca dinlenme hakkı vardır.

Bir oyu vardır…

Göz boyama, yalan vaatlerde bulunma gibi durumlarla karşılaşmaz; göreve aday olan, yapacaklarını anlatırken gerçekten ‘birlikte yaşadığı’ yurttaşların daha uygar, daha yaşanılır bir yönetim biçimini oluşturabilmek için çaba harcar, uğraş verir…

Demokrasiler ‘yalansız-dolansızdır’…

Buna uymayanlar, verdikleri sözü yerine getiremeyenler; ya kendiliklerinden koltuklarını terk eder ya da ‘birey seçmence’ alaşağı edilir…

Demokrasinin başka bir ‘rotası’ yoktur!

* * *

Siz tutar…

Gazete köşelerinden eleştirilmelere ‘ver yansın’ bağırır-çağırırsanız…

Yazıyı yayınlayan gazeteye ‘ağza alınmayacak’ suçlamalar yüklerseniz…

Size yakın duranları ‘devletin’ tüm olanaklarından yararlandırırsanız…

‘Bir’ oy alabilmek uğruna elektrik olmayan bölgelere elektrikli ev aletleri dağıtırsanız…

Herkesi ‘sizin gibi’ düşünmeye zorunlu kılarsanız…

Parti içinde ‘tek ses’ olmayı ilke edinirseniz…

Parti içerisinde ‘küçücük’ aykırı söylemleri aynı gün içerisinde soğurtursanız…

Haksız duruşlarınıza, haksız söylemlerinize ‘sözde’ destek arasanız…

Halkın, gençlerin, haksızlığa uğrayanların haklı protestosuna polisin ‘copunu, biber gazını’ yollarsanız…

Günü kurtarmak adına ‘üç günlük dostlar’ bulup, daha neyin ne olduğu anlaşılmadan ‘o dostlarınızın’ emperyal ülkelerce süpürülmesine destek olursanız…

Muhalefet ile televizyon karşısında tartışmayı göze alamazsanız…

Bu ülkenin ‘var oluşunun altında’ altın imzası olan Atatürk’ü ilkokul öğrencilerine unutturmaya çalışıp; biatı ilke edinmeleri için elinizden geleni geriye bırakmazsanız…

Bu ülkenin gençleri bir bir eksiltilirken izleyici kalırsanız…

Bu ülkenin topraklarını yabancılara satarsanız…

Bu ülkenin insanlarının, ‘tüm’ bunlara tepki göstermesinin önündeki ‘demokratik oluşumları’ iktidar gücünüzle engellerseniz…

Bu ülkenin gençlerinin üniversitelerde okumalarını sağlamak yerine; salt yabancıya iyi görünmek, başa bela etmek için okulların kapılarını kayıtsız-koşulsuz açarsanız…

Kongrenize, ´yandaş´ olmayan gazete ile yazarlarını çağırmayacaksınız…

Hamas liderini konuşma kürsüsüne çıkaracaksınız…

İşte bunun adı demokrasi olmaz!

 
Toplam blog
: 59
: 373
Kayıt tarihi
: 29.10.09
 
 

Selam ... Yaşam bir garip labirent, karışık bulunca karışıyor. Öyle çok ayrıntı var ki, onları si..