Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasi mi değil mi?

Demokrasi mi değil mi?
 

sami selçuk


HUKUKÇUNUN DEMOKRASİ ANLAYIŞI

Sn. Sami SELÇUK çok saygı duyduğum bir kişiliktir. Yaşı, bilgisi, objektif kişiliği ve değerli hukukçuluğu ile onun bu saygıya fazlasıyla layık olduğunu, bugüne kadarki sergilediği davranışlarla fazlasıyla bu saygıyı hak ettiğini düşünürüm.

Ancak bir bilim adamı olarak geçenlerde, bir çağrı, bir öğüt ve bir öneride bulunarak bir de aba altından sopa gösterişi bu tarafsızlığına gölge düşürmüştür!

Hukukçuya hukuk veya tereciye tere satmak haddime değildir ancak milletin de saf olduğunu düşünmemesi gerektiğini bilmesini isterim.

Çünkü kendisi olaylara öyle masumane, öyle saf ve temiz yaklaşmış ki yazısının ilk başlarında vatandaş da zannedecek ki meclis büyük bir yanlış içerisindedir.

Bugün, ülkede gelişen bu olayların ardında derin hesapların ve büyük güçlerin olduğunu bilmezlikten geliyor. Sanki ülke içerisinde masumane bir yargı ve siyaset ikilemi varmış gibi gösteriyor. Atatürk’ün fikirlerini savunup gençliğe hitabeyi görmezlikten geliyor!

Bu yazısıyla, bugüne kadarki pörsümüş hukuk sistemini savunmaktan başka bir iş yapmamaktadır.

Sn. Selçuk hocama şunları sorayım:

Siz demokrasiden yana mısınız, değil misiniz?

Bu ülke demokratik bir ülke midir, değil midir?

Demokrasinin kurallarını daha iyi bilen biri olarak ve “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesi karşısında bu iradenin birkaç kişi tarafından hiçe sayılmasına razı mısınız?

Demokratik toplumlarda meclisin üstünde bir başka güç olabilir mi?
“Kayıtsız şartsız” ifadesinin hukuki anlamını sizler daha iyi bilirsiniz. Bir yasayı yapan, milletin iradesinin tecelli ettiği yer olan TBMM değil midir?

Bu ülkede, başka yerlerde gizli bir yasa mı vardır? Yoksa mevcut yasa ile mi meclis çalışmalıdır?

Hükümet yasa yaparken ve yasanın gereğini yerine getirmeye çalışırken, çeşitli entrikalarla yasa dışı yöntemlerle önünün kesilmeye çalışılması, yasanın uygulanmasına engel olmak açısından suç değil midir?

Oy versek de vermesek de, mecliste büyük çoğunluğu sağlamış ve milletin iradesinin büyük çoğunluğunun yansıdığı bir hükümete her açıdan saygı duymak gerekmez mi? Buna saygı duymamak aynı zamanda, cumhuriyete, meclise, milletin iradesine ve hatta Mustafa Kemal’in mirasına saygısızlık değil midir? CHP, bugünkü AKP’nin yerinde olsa ve AKP seçmeni, bugün CHP’nin yaptığı davranışı sergilemiş olsa ne dersiniz?

82 anayasasının sağlıklı bir yasa olmadığını, ülkeye zararlar verdiğini kendiniz söylerken, bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmez mi?
“Şimdilik bırakalım böyle dursun” diyorsunuz;

Böyle bir yasa ile ülke her geçen gün çağdaşlıktan ve demokrasiden zarar etmiyor mu?

Yanlışlar devam ederken, beklemek fayda mı zarar mı sağlar?

Sn. Selçuk; bu yasa yıllarca bekledi de ne kazandı?

Yanlışları ortadan kaldırmaya çalışanlara, milletin iradesini tecelli ettirmeye çalışanlara “dur” diyorsunuz ve yanlışların devamından yana oluyor ve onları savunuyorsunuz. Bir de “yarın dizimizi döveriz” diyerek aba altından sopa göstermek de neyin nesidir?

“Sokakta gerilim var, yangın var” diyorsunuz. Ben, sokaklarda dolaşan biriyim. Sokağın sesini ben ve benim gibiler iyi bilir, sırça köşklerde yaşayanlar değil. Siz duyuyorsunuz ben ise yaşıyorum sokakları. Sokakta gerilim falan yok; fakat çıkartmaya çalışıldığını ya görmüyorsunuz ya da biliyor ve bunun -kusura bakmayın ama- borazanlığını yapıyorsunuz.

Ulusal iradenin meclise tam yansımadığından ve barajın çok yüksek olduğundan bahsediyorsunuz. Peki, bunun yüksekliği ne kadar olursa irade meclise daha iyi yansır? Bu yüksekliğin ölçüsünü nasıl ve kimler belirleyecek? Demokrasi açısından iradenin meclise tam yansımasını savunurken, farkında mısınız yine de bir barajdan bahsediyorsunuz! Bu barajın tamamıyla kaldırılması gerektiğini söyleseydiniz belki biraz inandırıcı olurdunuz.

Hukuksal ifadelerinize, hâkim ve yargıçlar için masumane savunma ve açıklamalarınıza ve yorumlarınıza tek tek cevap verecek değilim. Siz aslında bu işin aslını iyi biliyorsunuz! Siz, hâkim ve savcıların olması gerektiğinden ve ideal yapıdan bahsediyorsunuz. Ancak gelin görün ki, o savunmuş olduğunuz hâkim ve savcılar ülkede hukuku ve yasaları yerlere sermektedirler. Siz bunun farkında mı değilsiniz? Hele hele 367 konusunda, yasaları ilk önce koruması gerekenlerin bu yasaları nasıl ayakları altına aldıklarını itiraf etmelerine rağmen nasıl bu kadar saf olabilirsiniz? “Bu hükümet % 99 oy alarak gelse bile yasa yapamaz” diyenlere ne dersiniz? Bu demokratik midir? Bu hukuksuzluk ve yasa tanımazlık değil midir?

Bir zamanlar, yüksek yargı mensubu olan ve cumhurbaşkanlığı yapan Sn. SEZER, bir hukukçu olarak, süresi dolmuş olmasına rağmen 5 ay daha fazla devletin başında kalıp çeşitli yasaları onaylamıştır. Siz bu onayların geçerli olduğunu nasıl savunabilirsiniz? Buna neden ses çıkarmadı o savunduğunuz temiz yüksek yargı(!)

Ülkede hukuk bu kadar ayaklar altında iken bunu kurtarmaya çalışan kişilere destek verme yerine, halktan yana, mili iradeden yana olma yerine, demokrasiden yana olma yerine despotizmden yana olmak tarafsız kimliğinize gölge düşürmüştür. Bu saygınlığın yitirilmeye başladığı bir noktadır.

EĞER DEMOKRASİDEN YANA İSEK, DEMOKRASİNİN KURALLARI NEYSE O....

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..