Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '07

 
Kategori
Siyaset
 

Demokrasi mi yoksa laiklik mi?

Demokrasi mi yoksa laiklik mi?
 

Cumhurbaşkanı seçimi için, iktidar partisi AKP’nin yalnızca meclisteki sayısal üstünlüğüne güvenerek yaptığı "istediği kişiyi Cumhurbaşkanı seçme" hesabı çarşıya uymadı.

Son bir haftalık süreçte yaşadıklarımız, önümüzdeki seçim süreci boyunca gündemde kalacak bir polemik yarattı.

Kategorik olarak, seçimi yapmaya çalışan (yani iktidardaki AKP) demokrasiyi uygulamaya çalışan taraf; seçimi engelleyen (yani ana muhalefet CHP) ise demokrasiyi engelleyen taraf oldu.

Özde bunun böyle olup olmadığını irdeleyeceğiz ama izninizle önce şokundan henüz kurtulamadığımız ve uzun süre kurtulamayacağımız bu tarihi olayın, yani, legal bir siyasi parti olan AKP’nin gerçekleştirmek için gün saydığı ve karşısında hiçbir engel olmadığını sandığı Cumhurbaşkanı seçiminde uğradığı beklenmedik yenilgiye değinmek istiyorum.

AKP, bu hesapta çok büyük bir yanlışlık yaptı.

Bu yanlışlık, demokrasiyi "Kabul edenler ….? Etmeyenler …? Kabul edilmiştir" şekilselliğine indirgemekti.

Sanıyorlar ki, Demokrasi, kalkan elleri saymaktan ibarettir.

Sanıyorlardı ki, kendi belirleyecekleri Cumhurbaşkanını, "hiçbir kişi ve kuruma danışmaya gerek duymaksızın" seçebileceklerdir.

Sanıyorlar ki şekil tamam olursa özün ne olduğuna kimse bakmaz!

Durum böyle olunca, seçim günü AKP milletvekilleri ellerini oğuştura oğuştura meclise gelip "Biz kendi Cumhurbaşkanımızı seçiyoruz. CHP’liler, Abdullah Gül’e evet diyorsanız el kaldırın, evet demiyorsanız sizin oyunuza ihtiyacımız yok" demek gibi safdil bir duruma düştüler.

Demokrasi, makamlara oy verme yöntemiyle birilerini seçmekten ibaret olsaydı veya sırf bunu yaparak demokrasiye sahip olunabilseydi İran’ın ve hatta dağılmadan önceki Sovyetler birliğinin rejimlerine de demokrasi demek gerekirdi.

Demokrasiye sadece oyunun kuralı olduğu için veya "uymak zorunda oldukları için" uyanlar, demokrasinin kilit taşı konumuna, ömrü laikliğe karşı hareketlerle dolu bir kişiyi seçtirmeye bu kadar yaklaşmışken, buna "ancak seçimin yapılamamasını sağlayarak" engel olabiliyorsanız elbette bu şekilde engel olacaksınız. Demokrasiden yana olmak, onun her formalitesinin ne pahasına olursa olsun yerine gelmesini sağlayıp ama sonunda onu kaybederek değil, geleceğinin tehlikeye düşmesini engelleyerek olur.

Şunu kabul etmek gerekir ki Türkiye’de bundan sonra Cumhurbaşkanı seçmek çok zor olacak. Çünkü meclisteki milletvekili sayısının sadece üçte birine sahip bir partinin, isterse Cumhurbaşkanını seçtirmeyebileceği görüldü. Bunun tek iyi yönü Cumhurbaşkanlığı için tüm kesimlerin fikir birliğine varabildiği kişilerin bulunmasının gerekliliğidir. Bu durumda herkesin uzlaşmaya açık olup makul bir aday etrafında birleşmesini beklersiniz ama genelde böyle olmaz?

Bence Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili yasalar ve hükümler işlevini tamamlamıştır ve ilk fırsatta değiştirilmelidir.

Sanırım ve umarım şu da artık anlaşılmıştır ki Türkiye Cumhuriyetinin bazı temel özelliklerini değiştirmek mecliste kaç milletvekiliniz olduğuna bağlı bir keyfiyet değildir.

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..