- Kategori
- Sosyoloji
Demokrasi'nin yarattığı gizli tehlikeler olabilir mi?
yalnızlığın bir türevi
Yaşamımda yaklaşık yarım asrı devirmek üzereyim ve ülkemde ileri demokrasi hayalimin gerçekleşeceği günleri göreceğimi pek sanmıyorum. Benim gibi milyonların da en büyük arzusunun, örneklerine gıptayla baktığımız ülkelerdeki gelişmiş demokrasinin Türkiye'de de yerleşmesi ve nimetlerinden bir an önce yararlanma isteği olduğunu tahmin edebiliyorum.
Demokrasinin tüm çekiciliğine rağmen, yaldızlı renkli dünyasının beraberinde getirdiği; bireyleri antisosyalleştiren, birbirinden koparan, çekirdek aile üyelerini bile birbirilerine yabancılaştıran; doyumsuz, bencil ve çevresindekilere kayısız kalan bireylerden oluşan bir toplumu yavaş yavaş şekillendirdiği tehlikesini de göz ardı edemiyorum..
Türkiye'de olduğu gibi, dünyada da suç oranlarının büyük bir hızla artmasında; demokrasiye uygun alt yapıyı hazırlanmayan toplumlaraın aniden demokrasi ilkeleriyle tanışması ve hazır olmayan bilinclerin özgürlük ve eşitlik kavramlarının verdiği özgüvenle şiddete yönelmesi gibi bir etken de söz konusu olabilir kanaatindeyim.
Vahşi kapitalizmin daha da büyümesi ve dünyadaki küçük bir azınlığın büyük çoğunluğu gizli köle yaparak modern sömürü düzenini modern yönetim şekli demokrasi aracılığıyla sürdürmesini gerçeklerin perdelenmesi olarak görüyorum.
Demokrasinin, insanı yücelten vaz geçilmez unsurlarından olan temel hak ve özgürlükler günümüz bireyi için nefes almak kadar değerli olmasına rağmen; aynı zamanda sosyal bir varlık olan insanın birlikte yaşamasını tehlikeye sokan; demokrasi ile birlikte tanıştığımız bireysellik, eşitlik, özgürlük gibi olguların hor kullanımasını nötralize edecek sosyal politikaların geç olmadan geliştirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Bundan böyle Özgecan'lar, Ayşe'ler, Ahmet'ler vahşi emellerin kurbanı olmasın dileğiyle..