Demokrasi Turşusu!

Demokrasiden kim ne anlıyor? Biz demokrasiyi gerçekten özümsemiş bir millet miyiz? Birbirimizle fikirlerimiz ne olursa olsun birbirimizi olduğumuz gibi kabul edebiliyor muyuz? Hakkımıza ne kadar razıyız? Az çalışıp çok kazanmak istiyor muyuz? Karşımızdakini ötekileştiriyor muyuz?

Türkiye’de halkın birbirine hoşgörüsü ne yazık ki yabancılara hoşgörüsü kadar değil!  Kız isteme meselesinden tutun da birbirimize karşı tutumlarımıza kadar hemen her alanda açmazlarımız vardır.  İçeride halkı elinde tutanlar karşıtlık ilkesi gereği durumu gayet iyi bir şekilde idare ediyorlar. Olmadıkları şeyi oldukları gibi lanse edenler hem kendilerine koruma sağlıyor hem de yan gelip yatarak kendilerine ciddi dünyalık ediniyorlar. Herkes aslında bir şekilde kullanıldığını biliyor hissediyor ama yine de karşı tarafa o kadar küfürler savurmuş ki karşısındakini düşman olarak kabul ettiğinden her grup kendi içinde çürümeye ses çıkaramıyor.

Bu çürümüşlük ne zamana kadar devam eder bilmiyorum ama bir şekilde halkla öyle dalga geçiliyor ki aslında aynı sınıf olan ve altta kalan birbiriyle düşman olan gruplar, üstlerindeki ekipleri doyurmakla meşguller. Zaman zaman kendilerine verilen lütuflar asılı umut olarak karşılarında duruyor. Doğrusu bu bölünmüş zihinsel dünyalar ayrılmış beklentiler, umutlarını kesilmiş insanlar kamuoyunda ortaya konan gündeme takılmış gidiyor. Mevcut elitler dün de bugün de sıradan insanla dalga geçiyordu,  Kemal Sunal ki oyuncuydu, senaristlerin yazdığı Kemal Sunal’ın oynadığı film tadında hayatımız devam ediyor.

Amerika ve dünyada gündemi çizgi filmler, bizde de yıllar önce senaryosu yazılan Kemal Sunal’ın oynadığı filmler belirliyor. Filmler komedi unsuruydu, bizi aldı, kahkaha neşe âlemine,  gerçekler ise bambaşka âleme doğru yol alıp gidiyor. Yani sıradan insan olarak biz bize dayatılan şartlara, pazarlama oyunlarına kanmamak gerekiyor. Misal para harca diyorsa sistem tarihten de ders almak gerekiyor. Yedi yıl bolluk olursa arkasından yedi yıl kıtlık olurdu, biz bunu unuttuysak; masalları bile bırakın Arapça tekrar edilen ayetleri tam anlamayı kendi dilimizde anlatılan masalları bile doğru dürüst dinlememişiz demektir.