Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Demokrasi ve düşünceyi ifade özgürlüğü

Demokrasi, genel anlamı ile bir topluluk içerisinda kişilerin hak ve özgürlüklerinin varlığına dayanan bir yaşam biçimidir. Demokrasi özü bakımından bireyci bir sistemdir. Bu sistemde, bireylerin doğuştan özgür ve eşit oldukları
varsayılır. Bu sistemde, bireysel bilinç, örgütlenme ve katılımcılık vardır.

Bu sistem, bireylerin hür ve bilimsel düşünce gücü, geniş bir dünya görüşü, eğilimlerini özgürce geliştirebilmeleri ve ifade edebilmeleri ile olasıdır.

Öte yandan, demokratik sistemde, laik ve sosyal hukuk devletinin görevi, koyduğu yasalarla, bireyin özgür düşünme ve düşündüğünü ifade etme haklarını korumaktır. Diğer bir yandan da, bireylerin özgürlüklerini kötüye kullanma yerine, topluma yararlı alanlara yönlendirmeleri de, demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinden ve bunu sağlamak da devletin temel görevlerindendir.

Hukukun bireye yönelik bu korumacılığı ve demokrasinin bu denli geniş özgürlük sınırlarına rağmen, tarihi süreçte ve günümüzde, hala bazı rejimlerde, hatta özgürlükçü demokrasi yolunda ilerleme aşamısında bulunan kimi ülkelerde, bir özgürlük adına başka bir özgürlüğün yaşamasına engel olunabileceği endişesi ile çeşitli siyasal ya da felsefi düşüncenin savunulması ve başkalarına benimsetilmesi yasaklanmıştır. Bu ülkelerin çoğunda, devletin halkı ve toprağı ile ile bölünmesine yönelik herhangi bir düşüncenin gündeme getirilmesi ise kesinlikle mümkün değildir.

Elbette ki, ideolojik olsalar da, her türlü siyasal, sosyal, felsefi ve kültürel düşüncenin açıklanmasından yana olmak, demokratik olmanın bir gereğidir. Fakat bu düşünceler açıklanırken, bilerek ya da farkında olmadan maksadı
aşan ve kışkırtmaya neden olabilecek şekilde kamuoyuna yansıtılması da doğru değildir. Özellikle, toplumsal yapısı, geçmişten getirdiği kültür birikimi, henüz demokrasinin ne olup olmadığı tartışılan ülkemizde, bu tür maksadını
aşan ifadeler farklı şekillerde algılanabilir ve düşünsel çatışmalara yol açabilir.

Bu nedenle, ülkemizde yasa koyucu, toplumumuzun siyasal ve sosyal gelişmişliğini ve en az bunlar kadar önemli olan hassas jeopolitik konumunu göz önünde tutarak, "ülke bütünlüğü" ve "daha fazla demokrasi" isteklerini
dengelemekte güçlük çektiğinden, belli ki tercihini, şimdilik "ülke bütünlüğü" yönünde yapmış ve "düşünce ve düşüncüyü ifade özgürlüğü"nü, pek te fazla demokratik olmayan yasalarla sınırlamıştır.

Ülkemizde, salt düşüncelerinden, - yani, eyleme dönük kışkırtıcı olmayan düşüncelerini açıkladıkları için- yargılanan ve hapis cezası ile cezalandırılan insanlarımız varsa, bu elbette üzücüdür. Ancak, demokratik gelişmişliğimizin ya da
gelişmemişliğimizin bir ölçüsü olan bu ayıbımızı, düşünceyi eylemden bağımsız hale getirebilecek ve görebilecek demokratik olgunluğa ulaşıncaya kadar, şimdilik sineye çekmek zorundayız.


cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..