DEMOKRASİ VE GARİPLİKLER!

Seçimler bitti…

Şimdi akılda kalanlara bir bakıyoruz!

İktidarın son 7 yıllık uygulamaları ve son 5 yıllık yerel yönetimlerindeki uygulamaları, yavaş yavaş meyvelerini(!) vermeye başladı.

İşte kendine aşırı güvenmenin sonucu bazı illerde alınan sonuçlar:

Başbakan İzmir için ne demişti?

“Gâvur” öylemi? Al sana diyen İzmir Halkı, AKP’yi il sınırları içine sokmadı!

Sonra Şanlı Urfa!

Hani o “Ceketlerini koysalar, ceketlerini(!)seçtirenler” seçimlerden önce ne kadar çok da böbürlenmişlerdi! "Fazla Böbürlenme Padişahım, Senden yukarıda Allah var" misali, iktidar partisine güzel bir uyarıda bulundular...

Ha birde malum il var! Hani herkese saldıranın vekil olarak seçildiği, halka tepeden bakan, kendisi gibi düşünmeyeni düşman ilan eden ve kendisine o kadar çok güvenen malum şahısın ili Manisa!

Bülent Arınç ve arkadaşları o kadar kendilerinden emin ve şımarıktılar ki! İstiklal Marşı’nın arasında “göbek havası” bile çalmışlardı. Bu durumu Manisa halkı unutmayıp, burnundan kıl aldırmayanlara bir güzel ders verdi…

Tabi bir de Tunceli var.

Oysa seçim önü ne kadar çok yatırım yapılmış(!) suyu olmayanlara bile Çamaşır ve Bulaşık Makinesi, elektriği olmayanlara buzdolabı bile dağıtılmıştı.

Amaç Sosyal(!) Devlet olmanın gereğiydi! Günlerce medyada yazılıp çizildi. Valiliğin deposunda iktidar partisinin pankartları bile bulundu. Ancak kendilerini “bir buzdolabına, fırına, çamaşır, bulaşık makinesine, halıya kilime, çek-yata oylarını satacak insanlar” durumuna düşüren iktidara, seçimlerde en güzel cevabı oyları ile verdiler.

Bu eşyalar dağıtılırken, bir bayan, ben iş istiyorum. Çalışarak kazandığım para ile kendi eşyamı seçerek, istediğimi alacağım diye feryat etmişti de kimsecikler sesini duymamıştı.

Tabi birde Başbakan’ın padişahlığını, halifeliğini, ikinci Atatürklüğünü, peygamberliğini ilan edenlere gösterilen bir tepki olarak, iktidar partisinin bu yerel seçimlerde yaklaşık yüzde 7 oy kaybettiğini anlamak için kâhin olmaya gerek yok!

Birde ülkemizde meydana gelen ve sırf bize özgü olduğunu sandığım, Yazar Yalçın Doğan'ın köşesine taşıdığı gariplikler var.

Şöyle ki: Hakkari ilimizde 30.916 seçmen olup, bu seçmenlerden ne hasta, ne işte, ne de başka bir mazeret göstermeden tüm seçmenler oy kullanmış. Aynı olay Kütahya ilimizde de olmuş. Kütahya ilimizde 144.954 seçmenin tümü oy kullanmış! Yozgat ilimiz ise daha enteresan! Bu ilimizde 48.268 seçmene karşılık 48.313 kişi oy kullanmış! Yani seçmen sayısı, askı kesinleştikten sonra bir miktar artmış!

Tabi birde Antalya ilinde, yerel yöneticilerin en başarılısı olarak halka takdim edilen Menderes Türel’in kaybetmesi var! Başbakanı bile hayrete düşüren, iktidar partisi il yöneticilerin, velhasıl tüm Türkiye’yi hayrete düşürerek, büyük seçim sürpriz olarak değerlendirilen Mustafa AKAYDIN gerçeği var.

Oysa iktidar bu zamana kadar kendisini mağdur olarak gösterip halktan oy almamış mıydı? Mustafa Akaydın da Üniversitede en yüksek oyu aldığı halde, rektör seçilmeyip, mağdur edilmemiş miydi?

Demek ki “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” sözü gerçekmiş.