Demokrasi ve hukuk sistemi

CHP listelerinden milletvekili adayı yapılan ve seçimlerde de vekil seçilen adayların tutukluluk hallerinin kaldırılması ve tahliye edilmelerine yönelik talepleri mahkeme tarafından reddedildi. Aynı durum MHP adayı için de geçerli. CHP genel başkanı K.Kılıçdaroğlu'nun kararı eleştiren ve demokrasiden bahseden oldukça sert konuşmasını izledim. 

Siyaset geleneğimizde, bazı hataları kendilerinde arama yerine başka adresleri suçlayıcı açıklamalara sıkça rastlamaktayız. Zaman bandını geriye alıp, tutuklu şahısların aday gösterilip gösterilmeme konusu parti yetkili kurullarında görüşülmüş olsa bile derin hukuki analizlerin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Seçim mevzuatımızda tutuklu bir şahsın diğer koşulları da uygunsa aday gösterilebilmekte ancak, milletvekili seçilen tutuklunun koşulsuz tahliye edileceğine dair bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Dolayısıyla mahkeme tahliye konusunda yürürlükte bulunan yasalara göre karar vermekle birlikte, mahkemenin takdir yetkisi de önem kazanmaktadır. Sonuç olarak mahkeme kararını vermiş ve hukuki süreç başlamıştır. 

Bir örgütün en önemli kişisi lideridir sonra yönetim takımı gelir. Kimbilir bu ergenekon davası tutuklularının aday gösterilmesi kaç seçmenin oy vermemesine neden olmuştur. Ülkenin bu sıcak gündeminde iktidarın sessizliği ise düşündürücüdür. Kendi çıkarları sözkonusu olduğunda yeri göğü inletenler, rakip partiler sözkonusu olunca nedense sessiz kalmayı tercih ediyorlar. 

Demokrasi kuralları olan bir rejimdir, yürürlükte olan ve alenen de bilinen bir kurala göre verilen resmi bir kararı tanımayıp, yasadışı eylemler ve olaylar meydana geliyorsa bunun adına demokrasi denmez, anarşi denir. 

Kanunlardaki eksikliklerin tamamlanması, görülen boşlukların doldurulması meclisin görevidir. Meclisin çoğunluğu da liderleri ne talimat verirse öyle el kaldırıyorlar, el indiriyorlar. Çözüm mecliste yani tek adamda, haydi tek adam ver talimatlarını da meclis çalışsın. 

Ana muhalefet lideri bu dönemde bu şekilde muhalefet görevi yapacaksa çevre rahatsızlığına yol açacak gibi görünüyor. T.İ.M. genel kurulunda başbakanı bir hayli eleştirmiş, benim konuşmamı dinlemeden gitti diye. İnanın şaşırdım, başbakan ilk defa mı böyle yapıyor, genel kurul üyeleri sizin şikayetinizi dinlemek zorunda değil, sorunsa sorunu çözecek merci değil. Hem başbakanın zamanı değerli, önemli devlet işleri onu bekliyor, kalın dosyaları inceleyecek, karar verecek. 

Nihai yargı kararları kesindir, her kişi ve kurum bu kararlara uymak zorundadır. Hukukun üstünlüğüne inanmalıyız.