Demokrasicilik oynuyoruz

29 Mart 2009 Yerel seçimleri, belediye başkan adayıyım. Belde halkının gözünde favori olan aday benim. Gerçekten de çok güzel bir hava yakalamıştık. Kadın erkek bütün arkadaşlarımla, eşimizle, dostumuzla, var gücümüzle gayret etmiştik ve başaracağımıza inanıyorduk. Partinin aday belirleme yöntemi merkez yoklaması idi. Olabilirdi elbette, ancak; belde , ilçe ve il örgütleri belirleyici olmalı, en azından onların görüş ve önerileri dikkate alınmalıydı. Adayların açıklanmasının geciktirilmesi süreci olumsuz etkiledi. Mevcut başkan, başkanın sağlık durumu gerekçesiyle istifa etmesinin ardından , partinin yaptığı önseçim sonucunun aleyhine olmasına rağmen kafa kol ilişkileri ile ve yaygın bir inanca göre başkanlık maaşı üç kişi arasında paylaşılarak ve başka bir partiden seçilmiş belediye meclis üyesinin transfer edilmesiyle belediye meclisince seçilmişti. Başkan , aday yapılmayınca da başka bir parti adayını desteleyip saf değiştirmişken ve belediye başkanlığı maaşını paylaştığı söylenen kişilere beş yıl boyunca aylık ödeme yapılmaya devam edileceği vaadi yapıldığına dair söylentiler yaygınken, bir arkadaşım yanında üç kişi bile yokken bir başka partiden aday olmuşken, bir başka partilimiz bağımsız aday olmuşken, neredeyse belediye başkanı yapmış olacağımız bir başkası rakip adayın akrabasıyım diye onu desteklemişken, üç bin küsur nüfuslu bir beldede yüz elliden daha fazla sayıda kişiye belediyede işe alma sözü verilmişken ( sahi bu arkadaşların sigorta primleri ödeniyor mu? ), bir arkadaşımın otuz bin Türk Lirası karşılığında karşımda yer aldığı ve O’nun sözünden dışarı çıkamayacak yüzden fazla seçmen olduğu, belediyeye ait olan ve halen işletilmekte olan bazı işyerlerinin, belediye petrol işletmesi vb.’yerlerin birilerine verilmek üzere söz verildiği söylenmişken seçimi bir hafta on gün önceden kazanmıştık, halkın gözünde. Bir başka söylentiye göre, iki yüz bin lira harcamışlar, son gece kırkiki eve girip altmış bin lira dağıtmışlar seçmenlere, üç kişiye bin lira hesabıyla. Seçimi kazanmışlar kazanmasına da o güzelim paraların heba olduğuna dair söylentiler var daha şimdiden. Demokrasicilik oynuyoruz. Cehaleti yenebilene , işsizliği , yoksulluğu önleyebilene kadar da oynamaya devam edeceğiz anlaşılan. (YSK’nun görevleri arasında seçimlerin , eşit koşullarda ve adilane bir biçimde yapılmasını sağlamak da var sanıyorum. Nasıl sağlanacaksa? Bu arada KKTC’de S.Denktaş’ın “paramız bu kadardı , bu kadar oy satın alabildik” diyerek açıklama yaptığını ve seçimlerin iptal edilebileceğinden bahsedildiğini de belirtmeliyim.)