Demokraside kuvvetler ayrılığı mümkün müdür?

Kuvvetler ayrılığı prensibi Demokrasi'nin temel prensibidir.

Yasama, Yargı ve İcra erki ayrı ellerde olmalıdır ki, Demokrasi olsun.

Eğer bu üç erk bir kişinin elinde bulunursa bu idare istibdat, yani monarşi olur.

O bir kişi her istediğini yapar.

Padişahlık işte öyle bir sistemdi. 

Tabii ki dünyadaki tüm otoriter, monarşik sistemler de, idareler de.

Onun için bu üç yetkinin ayrı ellerde toplanması istendi ve büyük bir taraftar buldu ve tüm demokrasilerde bu kurala uyuldu.

Ancak zamanla demokrasi anlayışı giderek çok değişti ve teknolojinin, yaşam şeklinin büyük değişikliklere uğraması sonucunda demokrasinin tarifi çok genişledi. 

Kanunları denetleyecek Anayasa mahkemeleri, direkt halkın dileklerini iletebilecek Sivil Toplum Kuruluşları  Demokratik sistemin içinde yer aldı.

Ancak  Demokrasinin temel kuralı olan, Kuvvetler Ayrılığı Prensibi giderek zayıflamaya başladı.

Yasama organını meydana getiren millet vekilleri hür iradeleriyle hareket edemez oldular. Zira "parti disiplini " denen bir prensibe uymak zorunda olduklarından, partilerinin, yani parti başkanlarının dümen suyunda gitmek zorunda kaldılar. Eğer partileri iktadarda ise, İcra'nın, yani hükümetin paraleleinde hareket etmek zorunda oldular.

Yargının tüm organları hükümetçe tayin edildiğinden, münferit olarak hakimlerin, savcıların, yüksek mahkeme üyelerinin seçimi ve yükselmeleri hükümetin iradesine bağlı olduğundan, Yargı mensupları, tamamen icranın, yani iktidarın etkisi altına girdiler ve bağımsız hareket edemediler.

İcra, yani iktidar veya Hükümet  tamamen devlete hakim duruma geldi.

Parlamentoda çoğunluğu sağlayan parti, hem yasamaya, hem yargıya hakim oldu ve devleti idare etmeye başladı.

Özetle Kuvvetler Ayrılığı Prensibi, idealde kaldı. Pratikte tamamen ortadan kalktı.

Bu tablo tabii ki geri kalmış, eğitim seviyesi düşük ülkelerde oluştu.

Gelişmiş ülkelerde kuvvetler ayrılığı prensibi, demokratik bir prensip olarak devam ediyor. Zira halk kültürlü ve bilinçli olduğundan  anayasal güçler görevlerini  kesinlikle yerine getirebiliyorlar.

Netice olarak, yazımın başlığına cevap olarak, diyebiliriz ki,  Kuvvetler Ayrılığı Prensibi' nin hayatiyet bulması, ancak toplumun demokrasi anlayışıyla birlikte, kültür ve eğitim seviyesine bağlı olarak gerçekleşebilir.

Bilmem sizler ne dersiniz?