Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Demokrasinin alfabesi...

Demokrasinin alfabesi...
 

Demokrasinin koşullarından biri "serbest" ve "özgür" seçimdir. Seçimin biçimi de sandığa "oy" denilen tercih bildirisinin atılmasıdır.

Tercihinizi "gizli" yapacaksınız ama sonucu "aleni" alınacak. Bu da demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biridir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti de "demokrasi" ile yönetilen dünya devletlerinden birisidir. Millet, siyasi tercihini "oy" ile ortaya koyar ve kendini yönetecekleri "beli bir süreliğine" seçer.

Cumhuriyet'in kabulü ve ilan edilmesi ile başlayan süreci, geliştirerek sürdürme amacı ve gayreti içindeyiz…

Ne çare ki demokrasinin "seçim" tarafındaki en önemli "tercih"lerimizi kendi istediğimiz gibi yerine getiremiyoruz.

Bizi yönetecekleri, daha doğrusu "yasama" görevini yerine getirecek ve "yürütmeyi" denetleyecek ve adına Türkiye Büyük Millet Meclisi dediğimiz yapıyı "tercihimiz" ile gerçekleştiremiyoruz.

Bakınız şu duruma…

Türkiye Büyük Millet Meclisinin çoğunluğunu oluşturan AKP’nin dayatması ile Anayasa değişikliği yapıyoruz. Buna göre "Cumhur, başkanını kendi seçsin, " diyoruz.

Ama… Beni temsil etmesini istediğim vekilimi ben tercih edemiyor ve seçemiyorum.

Neden? Çünkü mecliste milletin vekiline ihtiyaç yok… Siyasi iktidarı iktidar olarak tutacak parmak sayısına ihtiyaç var.

Demokrasi böyle tercihler ile sürdürülmeye devam edildikçe de bugün yaşadığımız olayları gelecekte de aynen yaşayacağımız açıkça ortada durmaktadır.

22 Temmuz 2007 Pazar günü seçim yapılacak.

Seçim süreci devam ediyor ve vekillerimiz de seçmek üzereyiz. Nasıl seçtiğimiz de ortada… Seçimin bu tarafından demokrasi olarak söz etmek ne yazık ki olası değil…

Kimler aday oluyor, ona bir bakalım…

Birincisi, aklı ve bilgisi olan değil, parası olan aday oluyor. Hadi orasını kabul edelim. Ama aday adaylarının içinden kim bizi temsil etsin, ona da biz karar veremiyoruz.

İşte iş bu noktada demokrasi olma yol ayrımına geliyor ve rayından çıkıyor…

3 Kasım seçimlerinde meydanlarda "Milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız, " diyen iktidar, bu sözünün arkasında durmadığı gibi, yapması gerekeni bir tarafa bırakıp, "Cumhura başkanını kendine seçtireceğim, " dayatması da bir tarafa, görüldüğü gibi kendi vekilimizi de kendimiz seçemiyoruz…

O zaman önümüze bir fırsat geldi ve değerlendirmemiz gerekiyor.

Ülkemizde demokrasi ve devletin temel niteliklerini sağlıklı bir şekilde uygulayacak seçimi bizim yapmamız gerekiyor…

Bakalım olacak mı? Benim de merakım bu…

Diğer taraftan kısa bir not…

Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Tülay TUĞCU’dan bir açıklama geldi ve “karışık” aklım yerine oturdu…

Sayın başkan “öyle” dememiş. Eksik anlaşılmış…


 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..