Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasinin firesi!...

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç çok net olarak dedi ki: “Yerel seçim oylamasında verilen firelerle ilgili, “Parti başkanı ’teklif benimdir’ deyip milletvekili bunun aleyhinde davranış gösterirse siyasi hayata veda etmek zorunda bile kalabilir”!

Türkiye Cumhuriyeti tarihine damga vuracak bir açıklamadır bu; şu an yine yanlış anlamalar, yine yanlış anlatmalar falan diye konu kapanıp gidecektir, hep olduğunca, lakin zaten bildiğimiz bir gerçeğin yetkili ağız tarafından itirafıdır!

“Parti Başkanı ne derse o olur!”, yani; başka bir izahat yolu yok bunun!

Eeee, yeni bir şey değil; biliyorduk zaten!

Bilmeyenlere, anlamayanlara bir ışık, bir fener aslında; hoş, Deniz Feneri’ni içine sindirenler var oldukça kimin hakkını kime kaşı koruyorsun diye sorarlar insana!...

Milletvekillerinin hakkını korumak sana mı düştü diye de sorarlar; vallaha milletin vekilleri haklarını koruyamıyorlarsa eğer, gerekirse, vatandaşa hak düşer!

Misal; en basit hali ile: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Demokrasi ile çalışan bir siyasi mekanizmamız var; yani, en basit hali ile vatandaşın bireysel ve özgür seçimine dayalı yönetim biçimine tabiyiz.

Bu özgür seçimler içinde bizleri en iyi ifade edeceğine, hak ve özgürlüklerimiz ile birlikte beklentilerimize yardımcı olacaklarına inandığımız kişileri bizim adımıza vekil olun diye seçiyoruz.

Yani, işin aslı budur; oy kullanan kaç kişi işin farkındadır?

Kaç kişi hesap sorar sonrasında, falan, filan…

******

“Burası Türkiye” diyerek her türlü yanlışa, bir anlamda, kılıf bulan milletiz, vesselam…

******

On sekiz yaş seçilme yaşı olsun denilirken “Kafa Sayısı” çoğalsın isteniyor, yoksa danışacak milletvekilleri falan değil, demiştim, zaten tek ses var; gerisi “El kaldır” denildiğinde el kaldıracak adam sayısı…

******

Üzerinden üç gün falan geçti sanırım, Sn. Arınç aynen doğruladı…

Cumhuriyet ile yönetilen bir ülkenin milletvekillerinin şahsi fikirlerinin olmamasını ve “Parti Başkanı” tarafından önerilen bir oylamada “Ret” oyu vermeye yetkilerinin olmadığını, aynı zamanda bu tavırları karşılığında “İhraç” edilebileceklerini, vallaha ben demiyorum, Başbakan Yardımcısı Sn. Arınç diyor

“İleri demokrasi” diye slogan oluşturmakla bitmiyor bu işler; bir bakanın, bir milletvekilinin aklına yatmayan bir şeye “Hayır” demesidir normal olan; yani TBMM’nin kuruluşunun anlamı da budur.

(Yav, bu kadın mahalle kahvesi kıvamında yazıyor, mahalleli de aynısını yazar zaten! Diyen arkadaşlara tek sözüm var: Ayol, madem mahalleli bu kadar işin ayırdında, hani yani ille de anlaşılsın diye basit yazmayayım, niye aynı tas ile aynı hamamda yıkanıp duruyoruz ki?)

(Dayanamadım, bir parantez daha: Savaşmayı çok mu istiyorsun? Savaşa destek verirken en önde gidecek misin, önce ondan haber ver!

Öyle “Başkanım öyle diyor” diyerek olmaz bu işler; Allah akıl ve fikri boşa vermemiş; en önde gideceksen, oğlunu, yeğenini, hatta karını, kızını, ananı da yanına alıp savaşmaya buyur destekle; yok, elalemin adamını, oğlunu, yeğenini savaşmaya göndermeye niyetleniyorsanız, başınızı secdeye boşuna dayamayınız!)

******

“Fire” diye nitelendirilmiş ya oy birliği ile geçmesi planlanan erken seçim konusu, demokrasi ile yönetilen, yani kağıt üstünde o şekilde yönetilmesi gereken, ülkenin vatandaşları açlık ile, parasızlık ve işsizlik ile, adaletsizlik ile fire verip duruyorlarken; “Demokrasi değil bu, teokrasi” diyenler cezaevlerinde yıllarını geçirirken…

“Fire” veriliyor, doğru; Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti fire veriyor; hem de  Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi ile…

Bir milletvekili, bir bakan şahsi fikri ile özgür olarak oy kullanamadıktan sonra vatandaşın özgür ve kişisel fikri olarak oy kullanmasına izin verileceğini mi sanıyoruz?

Makarna, kömür, elektriksiz köye beyaz eşya falan; boş arazilerde bulunan oy pusulalarını da geçtim, beldeler mahalle oluyor, bilmem neresi bilmem nereye bağlanıyor; belediyeler, ki hepsi değil, bertaraf edilip, belli(!) belediyelere bağlanıyor.

Ama ne güzel bağlanıyor: Şehir oluyor bazı yerler, Büyük şehir oluyorlar bazıları…

Alkış… Ama ya… Hadi daha büyük bir alkış!

Vatandaş şehit veriyor; “Fire” şekerim!

Bu arada “Fire” ne demektir: Mesela bir ürününüz var, diyelim tütün. (Tütün üretimimiz durduruldu ya, o başka)!

Tütün balyalar içinde gelir, işlenir, bu arada kırıntıları olur, bozuk yaprakları, mesela, ya da taşıma sırasında balyalardan dökülenler olur.

Kilo hesabına göre satın alınır, bozuklar, dökülenler falan “Fire” olarak kayıtlara geçer; hani yani, naçizane bir fikriniz olsun diye…

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..