Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Demokrasinin yüz karaları/ Bıyık altından gülen bir bilenler

Demokrasinin yüz karaları/ Bıyık altından gülen bir bilenler
 

Düşmanlarınız, bizim düşmanlarımız, Türkiye’nin düşmanları bilen ya da bildiğini sananlar arasında. Her şeyi bilen insandan düşman olur mu? Hem de nasıl? Bu nedenle her şeye gücü yeten Tanrı’nın hep temiz kalpli olmasını dilemişimdir ve ihtimal ki öyledir. Acımasız olduğunu düşünsenize, nerelere giderdik biz kullar! Bu nedenle bilenlerin, güçlülerin iyi kalpli olmasını diliyoruz ama maalesef öyle değil.

Ne istiyorsunuz bilmiyorum ki! Kafanızdaki üç beş bilgi ile dünyayı kurtaracaksanız kurtarmayın kalsın! Derdiniz nedir? Onu aşağıla, bunu kötüle, kimseyi beğenme… Bilginizden yararlanan insanlar sizin için daha ne yapsınlar? Paraysa veriyorlar. Saygıysa gösteriyorlar. Ben âlim sıfatlı birinin önemsenmediğini hiç görmedim.

Dertleri şu: En büyük benim. Benim dediğim doğru. Benim dediğim olsun. Onlar kötü, ben iyiyim. Herkes kötü ben iyiyim. Haset, kıskançlık, kötü niyet…

İşin kötüsü yaptıkları suç da değil; yani bir şey diyemiyorsun. Toplumun ihtiyaç duyduğu değerli fikirleri, sanat ve becerileri var. Onlar bize gerekli; çünkü onlar tek tek hayatımızın parlayan yıldızları. Ama maalesef bu yıldızlar dünyamızı karartıyorlar.

Ne zaman ne derece önemli olduğunuzu hiçbir zaman bilemezsiniz. Siz ve düşünceleriniz aslında önemlidir de belki zamanınız gelmemiştir. Ya da belki kıymetiniz anlaşılmıyordur.

Siz hiç “bıyık altından gülen bir bilenlerin” uzlaştığını gördünüz mü? Sorunlarına çözüm arayan insanlar belki derdime derman olur diye gözlerinin içine bakarlar. Bu, takdir etmedir işte, yüceltme, kıymetini bilme, heykelini dikmedir, anlarsan.

Çok bilenlerin yarısı kötüdür ve bu tavırlarının anlamı yoktur. Küser giderler, onlara ihtiyaç olduğu halde bilmiyorum/ben anlamam tavrıyla bir kenarda oturur ve yarım bilginizle/cesaretinizle siz uçurumlarda debelenirken bu aşağılık adamlar bıyık altından kıs kıs gülerler. Başarısız olmanızı, mahvolmanızı ve sonunda ayaklarına kapanıp “Nolur bize yardın et sensiz olmuyor” diye yalvarmanızı beklerler. Kötülerin bilgisine ihtiyaç duyacağımıza ölelim daha iyi.

Oysa onların istediklerini toplum fazlasıyla vermektedir. Para ve servet verilmiş, heykelleri dikilmiş, tarihte görüyoruz koyunlarına çifter çifter cariye bile verilmiştir. Devlete ve düzene küserler, durmadan düzeni eleştirirler, gel sen yap deyince de sorumluluk almazlar.

Bunların rakipleri var, rakip ne demekse. Birlikte yapın, o benim emrime girsin. Yalvarırsın, ayağına gidersin. Kargaya b…un altın demişler… Maalesef bu hastalıklı ruh hali büyük dediğimiz insanların çoğunda var. Senin bilgine de sanatına da, hastir lan diyeceksin…

Etrafımız bu tür insanlarla dolu. Yazdığımız sitede bile böyleleri var. Gerçekten değerli bu yazarlarımızın yazılarını on binler okuyor, herkes onlardan övgüyle bahsediyor.  Ama demek ki yetmiyor. Çoğu, diğer yazarların/kişilerin kendi çaplarında, mütevazı yazılarına dalga geçen, aşağılayıcı yorumlar yazıyorlar, blog kategorisinde kavga ediyor, birbirlerinin toplantılarını sabote ediyor ya da siteden gidiyorlar. Ben onların yazdıklarını takdir ediyorum ama kendilerini sevmiyorum.

Toplumda da kabahat var. Bunlar takdir istiyorlar, zor bir şey mi takdir edin. Hocam, üstadım deyin, en iyinin kendisi olduğunu söyleyin; yalandan kim ölmüş. Ama işte bu zavallı bir bilenler diğer iyileri istemiyorlar, benim ürettiğim kabağı yiyin diyorlar. Tamam, bütün ressamlar ayaklarına kapanıp senin en büyük olduğunu söylesinler; ya da hepsini öldürelim sadece sen kal. İnanın bu aşağılık insanlar böyle istiyorlar. Bazen kötülere akıl/yetenek/cesaret verdiği için Tanrı’ya kızıyorum.

Ya nolur yaz yazını, yap resmini, söyle şiirini şarkını insanlar yararlansınlar. Bırak büyüklüğü küçüklüğü ne yapsan en büyük olamazsın; çünkü üzerinde senden büyük Allah var. Bedelini ödüyorlar ve sana saygı duyuyorlar; daha ne yapsınlar. Bir de dünyayı ben yaratımlar var. Bir kenarda oturur etliye sütlüye karışmazlar ama bıdı bıdı edip dururlar. Beğenmiyorsan kalk kendin yap. Yok yapmaz. O zaman sus! Değerini göstermeyenin/ortaya koymayanın değeri yoktur.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..