Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '07

 
Kategori
Güncel
 

Demokrasiye sıkılan kurşun

Demokrasiye sıkılan kurşun
 

Başbakanımız, biraz sinirli. Anayasa Mahkemesi kararı üzdü O'nu. Belli etmemeye çalışıyor. Ama belli oluyor.

Bu kararla ilgili olarak medyanın önünde, ''Bu, demokrasiye sıkılmış kurşundur, '' dedi. Sözünün suç teşkil edeceğini o anda düşünememiş olacak ki tepki gösterilince, bir gün sonra, ''Anayasa Mahkemesini değil, Deniz Baykal'ı kastettim, '' dedi. Bu suç değil tabii. Ama inandırıcı da değil. ''Her gün bir avuç fındık baş ağrısına iyi gelir. Yerseniz, '' gibi bir şey oldu.

Vatandaşa kötü örnek oluyorlar. Aslında politikacılarımızın hiçbiri medya önünde, yani vatandaşa yansıyacak şekilde birbirlerine kötü sözler söylememeliler. Ama ben kendimi bildim bileli, aynı oryantal zihniyet, politikacılarımıza kene gibi yapışmış, çıkmıyor.

Adalet mekanizmasının iyi işlemesi şart. Yoksa toplum düzeni işlemiyor. Ama en yüksek seviyedeki politikacılarımız, en yüksek seviyedeki mahkemenin, Anayasa Mahkemesi'nin kararını eleştirirse olmuyor tabii. Bu sefer vatandaşın da diğer mahkemelere güveni sarsılıyor. ''Yatar çıkarım.'', ''Amcam, dayım torpil yapar yatmam bile, '' düşüncelerinde olan çok vatandaş var.

Polis teşkilatı da iyi çalışamıyor. Bugün adalete teslim ettiği kapkaççının veya başka bir suçlunun aynı gün karakolun önünde dolaştığını veya başka bir suç işlediğini gören polis memuru nasıl görev yapsın? Sonra polis memurlarını eleştiriyoruz. Açık söyleyeyim bu şartlarda ben de polis memuru olsaydım daha iyi görev yapamazdım.

Başbakanımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararını da tanımadığını, İslam ulemalarına danışılması gerektiğini belirtmişti. ''Madem ki AİHM kararlarını tanımayacağız, niye üye olduk?'' diye soruldu. Başbakanın işi vardı, cevap veremedi. Aslında kararları tanıyor da kendi düşünceleri aleyhinde olmazsa. Bunu nasıl açıklayacak? "Şimdi işim var, sonra açıklarım, " dese kimse inanmaz. O da bir şey demedi zaten.

Başbakan, "Bu demokrasiye sıkılmış kurşundur, " diyor. Neymiş kurşun olan? Cumhurbaşkanı seçimlerinde, Meclis’in toplanabilmesi için yeterli sayı olan 367’e ulaşılamamış. Anayasa Mahkemesi de bu yüzden oylamayı iptal etmiş. Etmeseydi, bu sefer muhalefet aynı şeyleri söyleyecekti.

Allah aşkına, bu nedir ya? Bizim politikacılarımız devlet mi yönetiyorlar, Hacivat-Karagöz mü oynuyorlar? Anayasamızın içeriğini bilmiyen başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri. Bunların oluşturduğu bir Meclis.

Bizi dünya devletleri karşısında nasıl rezil ettiklerini anlamakta zorlanıyor musunuz? Biraz düşünün! Aslında anlamak çok kolay.

Türkiye’ye vize uygulamayan devlet kalmadı. Sık sık yurt dışına çıkanlar bilirler, Türk pasaportunu gören sınır polisleri hemen yüzlerini buruştururlar, ‘’Yine bir Türk, ’’ der gibi bakarlar ve ellerinden gelen zorluğu gösterirler. Türk Pasaportu, baskı ve kâğıt kalitesi olarak da dünya üzerinde en kötülerden biridir. Başbakan da bakanlar da bilirler bunları ama bakmazlar. Onların sesi sadece kendi çıkarlarına ters düşen durumlar olunca gürleşiyor.

Almanya’dan bir örnek vererek, yazıyı bitirmek istiyorum. Tahliye olan bir kişi, hürriyetine kavuşmanın sevinciyle, "Suçsuz yere yattım, " filan dediği anda kendini yine içeride bulur. Yargının kararı eleştirilemez. ''Suçsuzum'' kelimesi mahkeme karar verinceye kadar kullanılabilir. Karar çıktıktan sonra kimse suçsuzum diyemez. ''Alman adaleti en iyi kararı verir.'' Slogan budur ve uygulanır.

Üç yıl suçsuz yere yattım Alman hapishanesinde, tüm servetimi, dostlarımı kaybettim ama ağzımı açtırmadılar. Aradan yıllar geçince de insanın ağzını açacak hevesi kalmıyor.

Önce politikacılarımız mahkeme kararlarına saygılı olmayı öğrenecekler, sonra da vatandaşlar. Hukuk sisteminin işlemediği bir ülkede hiçbir şey işlemez. Hukuka saygılı olmalıyız. Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..