Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '14

 
Kategori
Siyaset
 

Demokrasiyi kuşa çevirenler!

Demokrasiyi kuşa çevirenler!
 

www.comikim.com


Algı yönetimi diye bir kavramı belleğimize yerleştirdiler.  

Şimdi bazı şeyleri daha iyi görmeye başladık.

Sosyal medyanın öğreten gücü bu tarafı ile çok güzel…

Kimin dağarcığında ne var kısa zamanda görebiliyoruz.

Demokrasi üzerine yaratılan tartışmalar yine hızlandı.

Her seçim öncesi ve sonrasında bunu bir demokrasi paradoksuna dönüştürenler yeni yeni açmazlar üretiyorlar…

En nihayetinde ortaya attıkları inanılması zor soru şu: “Herkesin siyasi konularda karar vermede eşit derecede yeteneği ve görüş gücü olabilir mi?

Gel de gülme bu entelektüel yobaz soruya!..

Dostoyevski kendi zamanının sözde aydınlarına boşuna  “Rus toprağının koca serserileri” demedi…

Bu savı ileri sürene, soruyu sorana  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini sizin için ne manaya geliyor? diye, sorma hakkımız var. O beyanname “Bütün insanlar hürriyet, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar” demiyor mu?

Bu en temel insan hakkını, demokrasinin olmasa olmaz kuralı seçme ve seçilme hürriyetini sorgulamak,  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine aykırı değil mi?..

İktidarı meşru yollardan ele geçiremeyeceklerini  anladıklarında “acaba seçenler o yeteneğe sahip mi? Diye akıllara ziyan bir sav ileri sürüyorlar!

Yani “çobanla benim oyum eşit olamaz” diyorlar, sıkılmadan.

Daha ileri giderek, oy verecek olan vatandaşların “yeterlilik sınavından geçmesi” gibi gülünç demokrasi paradoksu yaratıyorlar.

Terzi, berber, şoför,memur,idareci, pilot,kaptan nasıl yetenek sınavından geçiyorsa oy veren vatandaşlarda öyle bir sınavdan geçmeliymiş!...

Halkın kendisi için en uygun yönetimi başa getirmede çok başarılı olmadığını iddia etmek, onu sınava tabi tutmak, ona “seçme yeterlilik belgesi” vermek hangi akılla izah edilebilir?

Bu Platon’un önerdiği türde bir bilgeler topluluğu tarafından yönetilen devlet modelidir. Platon, filozoflar tarafından yönetilen bir devlet hayal etmişti.

Peki,o devleti yönetecek kadroyu seçek filozofları kim seçecek?

Senin aydının, senin entelektüelin, benim entelektüelim tartışması alıp başını gitmeyecek mi?

Meğer bu toprağın ne kadar çok “koca serseri”leri var, ey(!) Dostoyevski!...

Bugün bu çağda, bu zamanda, seçme ve seçilme hakkı üzerinde tartışma yaratıp, bir çelişki ortaya koyup, çıkan kargaşada iktidara gelmeyi hayal eden ve bunun için akla hayale gelmeyen her türlü hileyi yapanlar halkına ne verebilir?

Halkın kendi kendisini yönetmesini istemeyenlerin kapkara yüzü ayan beyan ortada!..

Kanta göre hiç sevmediğimiz bir kişinin haklarını korumamıza götüren şey aslında adalet fikrine duyduğumuz saygıdır.

Bu fikir de evrenseldir.

Bu hem yönetenler için geçerlidir, hem de yönetime talip olanlar için geçerlidir…

Adalet isteyen bir toplum, daha fazla demokrasi diyen bir toplum, birbirine saygı duyan toplumdur.

Elbette iktidar erkini elinde bulunduranlar bütün vatandaşlara eşit mesafede olması gerekir.

Kimseyi kasten ötekileştirmemelidirler.

Ki, seçenleri böyle kötü bir sınavla karşı karşıya bırakmasınlar!…

Görünen köy kılavuz istemez!

Maalesef ve Maazallah, bu toprağın koca serserilerinin eline böyle bir erk geçerse Paltonun devletini uygulamaya koyacaklar!

Herkesin bundan haberi olsun!

Sevgi ve saygılarımla… 

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..