Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '07

 
Kategori
Güncel
 

Demokratlara, Cumhurbaşkanlığı seçim kılavuzu

Demokratlara, Cumhurbaşkanlığı seçim kılavuzu
 

Cumhurbaşkanlığı seçimi için, son düzlüğe girmiş bulunuyoruz. Aslen süreç beklendiği kadar aksiyon içermese de, ( Danıştay saldırısı, Cumhuriyet Gazetesine yönelik bombalamalar, Şemdinli Davası vb. gelişmeler yaşandığında, Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça provokasyon nitelikli gelişmelerin daha da yoğun yaşanacağı sık sık dile getiriliyordu ) aslen toplum üstü – devlet içi yaşanan gerginliğin, gitgide toplum geneline yayılmaya başlandığı gözleniyor.

Basın yayın organlarında çekişmeyi meydan muharebesine çevirecek öneriler, tahrikler, tehditler, gözdağları gırla gidiyor.

Ülkemin yönetim sarkacı, şeriat yönetiminden, totaliter rejime (aslında şeriat düzeni de totaliter bir yönetimdir ama ben burada şeriat içermeyen bir totaliter rejimi kast ediyorum) uzanan iki uzak mesafe arasında ama hiç orta yerde zaman kaybetmeden hızla gidip geliyor sanki. Aslında toplumda böylesine bir kayış, akışkanlık hissedilmese de, herkes kendi politikalarına uygun bir tablo çizmeye çalışıyor. Sanki ben başka bir ülkede yaşıyorum, yazısını okuduklarım, görüşlerini dinlediklerim başka bir ülkede.

Son altı aydır, bu konuda çok sayıda kişiden, çok fazla yazı okudum ve söz dinledim. Ortalıkta her türlü fikir dolanıyor ama nedense, ben kendi fikrimi yansıtan söylemlerle karşılaşmakta zorlanıyorum. Türkiyenin giderek demokrasinin bel kemiğini kaybeden bir ülke olduğunu gözlemliyorum.

Bu sebeple, bir miktar “öğreten adam” formatında da olsa, bir demokratın bu seçimi ne şekilde karşılaması ve yorumlaması gerektiği konusunda fikirlerimi paylaşmak istiyorum;

1-) Demokratlığın ilk kuralı, hukukun üstünlüğünü savunmaktır. Yani toplumun üzerinde birleştiği kurallar bütününe saygı göstermektir. Elbette burada hukukun üstünlüğü ile yasanın üstünlüğüne karıştırmamakda bir demokratın görevidir. Hukuku var eden yazılı metinlerin, hukuk biliminin ruhuna aykırı olması da kabul edilemez. Ancak, Cumhurbaşkanlığı seçimi için kurallar bellidir ve bir demokrat bu kuralların uygulanmasından başka bir yol talep edemez. Ancak, seçilmesini istediği veya istemediği kişi hakkında fikrini ifade edebileceği ve yayacağı her türlü demokratik hakkı kullanır.

2-) Bir demokrat, zaten özel bir dönemin eseri olan ve kurgulandığı dönemin koşullarından bu yana değişime uğrayan günümüzün çağdaş toplumsal gereklerini karşılamakta zorlanan bir Anayasayı, daha da içinden çıkılmaz hala getiren ve hukukla alakası olamayan yorumlara girişemez. Kanunları duruma göre yorumlamak ve hukuku işine geldiği gibi kullanmak bir demokratın görevi olamaz.

3-) Bir demokrat, yağmurdan kaçarken, doluya tutulmayacak bir bilince sahip olmalıdır. Demokrasinin kötü uygulamalarının, yanlış yönlenmelerinin bile, totaliter rejimlerden iyi olduğunu bilmesi gerekir. Bir demokrat yağmurun alternatifini doluda değil, güneşin salınarak dans ettiği aydınlık bir gökyüzünde görür.

4-) Anayasadaki hükümler, şartlar gözönüne alındığında, yeterli çoğunluğa sahip olan iktidar partisinin, Cumhurbaşkanını belirleme hakkının da, basit nitelikli de olsa demokratik bir hak olduğunun bilinciyle, bir demokrat, böyle bir hakkın var olmadığını iddia edemez. Ancak bir demokrat bir iktidar partisinin adayını Cumhurbaşkanı olarak tercih etmeyebilir (bu da onun en doğal hakkıdır). Demokratın görevi, kendi tercihini, toplumsal tercihe çevirebilecek adımları atmaktır. Demokrat, kendi tercihlerini toplumun geneline yaydığı ölçüde, Mecliste temsil çoğunluğuna sahip partinin bu göz ardı edmeyeceğini, etse dahi, en yakın seçimde, toplum tarafından cezalandırılacağını bilir.

5-) Bir demokrat, Cumhurbaşkanlığı gibi özel bir makam için, her koşulda uzlaşmayı talep eder. Güç ve yetki kendisinde dahi olsa, bu yöntemi kullanmaktan çekinmez.

6-) Bir demokrat kendi taleplerinin aksine, temsil çoğunluğuna sahip partinin, çoğunluğuna dayanarak Cumhurbaşkanını belirlemesi karşısında, ülkenin meclisinin aldığı karara saygı duyar. Yapacağı ilk şey, o makama çıkan kişiyi nasıl devireceğinin planlarını yapmak değil, makama geçen kişinin makamın gerekleri doğrultusunda davranıp davranmadığını gözlemlemek olmalıdır.

7-) Bir demokrat, seçilecek olan Cumhurbaşkanının eşinin açık veya kapalı olmasının bir engel olarak kabullenemez. Elbette ki, ülkeyi temsil edecek kişinin Türkiye’nin modern yüzünü sergilemesini tercih edebilir. Ancak, bu tercih dayatmaya dönüşemez. Çünkü demokratın dikkat etmesi gereken konulardan birisi inanç özgürlüğüdür. Resmi olarak herhangi bir sıfatı olmayan bir Cumhurbaşkanı eşinin kıyafeti, bir devlet memuru niteliği ile değerlendirilemez.

8-) Bir demokrat, seçilmiş olan Cumhurbaşkanının, temel insan haklarına, çağdaş demokrasi kurallarına ve kendi devletimize ait temel niteliklere ve çıkarlara aykırı fikir, tavır, karar ve etkinliklere giriştiği kanısına sahip ise, kendisine demokrasinin verdiği haklar doğrultusunda, “sivil” girişimlerle, toplumsal tepkiyi örgütler.

9-) Bir demokrat, demokratlığın yanlızca bir toplumsal kesime, partiye ve zümreye ait olmadığını bilir. Bu ülkede siyaset yapan her parti içerisinde demokrat unsurların olduğunun ve bu unsurlar geliştikçe demokrasimizin olgunlaşacağının bilincindedir.

10-) Bir demokrat, en yakın seçimde,

a) Özel dönemine ait anayasa başta olmak üzere, ülkemize özgürlük ve demokrasinin gelişmesine engel tüm mevzuatta revizyona gidecek,

b) Ülkedeki ayrılıkçı sorunu, bu topraklarda yaşayan her insanın kendisini birinci sınıf vatandaş olarak hissedeceği ve herkesin çözümü birlikte ve Cumhuriyetin varlığında görmesini sağlayacak politikalar üretecek,

c) Sosyal adaleti ve fırsat eşitliği ön plana alan, bölgesel dengesizlikleri ve gelir dağılımı eşitsizliğini çözmeyi hedefleyen, zenginleşmeyi bilim toplumunun oluşturulmasında gören,

d) Küreselleşmeyi emeği sömüren finans sermayesinin özgürlüğü olarak değil, kültürün, emeğin ve değerlerin paylaşımı olarak ele alan,

e) Ortalama 3, 5 yıl olan eğitim yılı ortalamamızı yükseltmeyi gerçekçi projeler ile hayata geçirecek,

f) Üniversiteleri özerk ve bilimsel kılacak uygulamalara girişecek,

g) Çevre sorunlarıyla mücadeleyi, klasikleşmiş sanayi dönemi çözümlerinin ötesine götürüp, alternatif enerji kaynaklarını devreye alacak, toplumda çevre adına yeni bir yaşam tarzının örgütleyecek, çağdaş toplumu tüketim toplumu çılgınlığından kurtaracak bilinci üretecek,

bir partiye, oluşuma veya adaya oy vermeyi ve bu süreci yaratmayı kendisine görev edinmelidir.

Demokratlık zor zanaattır, kendisinin ki kadar, (belki kendisininkinden de çok) başkalarının da (hatta hiç görüşlerine katılmadıklarının) hakkını savunmaktır. Bu sebeple birazda aptallıktır. Nedense ben bir türlü akıllı olmayı öğrenemedim.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..