Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

Demokratlıktan istifa ediyorum!

Demokratlıktan istifa ediyorum!
 

Gazete bayisine 

" Bir Öküz istiyorum" diye seslendiğimde, istediğimin kültür- sanat- mizah karışımlı ÖKÜZ dergisi olduğunu bir de açıklamalı olarak anlatmam gerekirdi, bayi sahibi dergiden bihaberse eğer. Doksanlı yıllarda az çekmedim bu dergiyi ararken. Orada yeralan bir söyleşide şunları söylüyordu Yalçın Küçük: Tansu Çiller de, Necmettin Erbakan da "demokratım" diyorlar. Birisi bana "demokrat" dediğinde, ona "ben de senin ananı demokraterim" diyorum. 

Farklı düşünce ve davranış yapısındaki bu insanların, kendilerini demokrasiye yakın bulmaları, önceleri benim de tuhafıma gitmişti. Ama asıl tuhaflık, bu çelişkili durumun kendini demokrat sayan insanlardan değil, demokrasiden kaynaklanmasıydı. Yalçın Küçük' ün bu çarpıcı ifadesi, benim de demokrasiyle hesaplaşmama vesile oldu. Çıkış noktası olan Eski Yunan' dan günümüze, elit sınıfın ihtiyaçlarına cevap veren bir rejim olmaktan öteye gidemiyordu demokrasi. Hâl böyleyken demokratlık da gözümde anlamsızlaşıyordu artık. 

Yine de demokrasiyi, eşitlik ve adalet saçıyormuş hissiyle sahiplenip, putlaştırdık. Bizi hayata bağlayan tüm değer yargıları gibi onu da tabulaştırdık. Çünkü demokrasi, eşitlik ve adalete en çok ihtiyaç duyan geniş taban kitlelerinin sığınma noktasıydı. Bunca sahiplenmemiz, anlamından öte anlamlar yüklememiz eşitliğe, adalete, özgürlüğe olan özlemimizdendi. 

Halbuki demokrasi, hiçbir zaman vaat etmemişti eşitliği, özgürlüğü ya da adaleti. Ama yönetilenler nazarında, kendilerine tanınan en küçük haklar bile eşitlik olarak algılanıyordu. Herkesin eğitim hakkı varsa eşittik işte, eğitimdeki kalite farkını göz ardı edebilirdik. Fırsat eşitsizliği önemli değildi, zaten gerçekten eşit olmamıza imkân var mıydı? Yaşadığımız yerkürenin doğal ortamında bile eşit ve adil bir sistem gözleyemezken, neden koşturup duruyorduk bu kavramların peşinde? 

Sistemin işleyişinde akıp giderken, bizler de onun köleleriydik neye isterse ona inandırılan. Bize çizilen sınırlarda özgür olduğumuza, seçilmişlere kullandığımız oylarla seçme hakkımızın varlığına, hukuk sistemiyle adaleti sağladığımıza inandığımız gibi. Özgürlüğe, eşitliğe, adalete gerçek anlamda ihtiyacımız olduğunda birgün, ortada adlarından başka birşey kalmadığını anlayacağız belki. O gün çok geç olmazsa gerçi.... 

Selam ve Sevgilerimle... 

 

 

 

 
Toplam blog
: 26
: 4041
Kayıt tarihi
: 06.10.10
 
 

1974 Tunceli doğumluyum. 1996 Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Folklorik müzik ..