Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Deneme bir-kiii?!

Deneme bir-kiii?!
 

Bu deneme mahiyetindeki yazıya nasıl başlayacağım konusunda ciddi endişelerim var...Önce kendime bir takım sorular sormam gerekiyor galiba.Başlayalım o vakit...

Soru 1) Zeynep Hanım.Bu yazıyı niçin yazıyorsunuz?

Cevap1) Bu yazıyı ,gün gelir de biri okur,”aman da ne kadar da güzel bir yazı”der diye yazıyorum..Gerçek amacı budur...Fakat tabii ki kendimce de sebeplerim vardır.Misal, bakalım belirli bir konu üzerinde yoğunlaşabiliyor muyum?Bakalım “Hadi yaz bakalım” dendiğinde yazabiliyor muyum...Misal hiçbirşey hakkında bir yazı yazabiliyor muyum?Çünkü normal şartlar altında saniyede 1000 kelime konuşabilen ve 1000 olmasa da saniyede 200 ila 300 kelime yazabilen bir kişi olarak, yaz dendiğinde kal,konuş dendiğinde dumur hallerine girebilen bir yapıya sahibim.Kısaca bu yazı, test sürüşü mahiyetinde bir yazıdır..Kendimin ne olduğunu kendime göstermek başka bir anlamda...

Soru 2) Peki bu yazılarda ne anlatmak istersiniz?

Cevap 2) En iyi bildiğim şeyleri..Herşeye bulaşmama gerek yok diye düşünüyorum.Ben en çok neden anlarım? Bi kere çok konuşurum.Boş konuştuğum da olur ama genellikle akıcı ve daraltmayan sohbetler yaparım.Karşımdaki insana “Bana “sus”demeniz gerekiyor” diyebilecek kadar olgun(!), sustuktan takribi 10 dakika sonra gayet normal bir şekilde konuşmaya devam edecek kadar da yüzsüzüm...O yüzden ben bu yazıda,ya da yazacağım yazılarda konuşmak,konuşulurken yüzlerin aldığı şekiller,nelere ne tepki verildiği,susuşmalarda yaşanan o mavi atmosfer(susuşmalarla örtüşen bakışmalar da bu konuya dahildir),iç sesler,dış sesler,konuşamama,iletişimsizlik(bir hır bir gür,bir alıp verememe) gibi gayet hayatın içinden konulara değineceğim...

Soru 3) Peki sadece insan ilişkilerinden mi bahsedeceksiniz?Böyle iç bunaltıcı,zaten insanların bildiği “gayet hayatın içinden “ konular yerine acaba biraz daha kafa dağıtıcı,biraz daha hafif ,biraz daha kolay bir şeylerden mi bahsetseniz?

Cevap 3) Tabii niçin olmasın...Bakınız şu anda aklıma gelen şahane bir konu var.Halkımın semt pazarları... Kadıköy Salı Pazarı,Ulus Pazarı...Buraların sakinleri...Pazarcılarla sohbet...Pazarın neresinde ne satılır,kaça satılır...”Zaramangodoccegabana” ne demektir...Sabit bir sesle “Sütyen 5,kilot 1” nasıl söylenir...Victoria’s Secret pijamaları nerede bulabilirsiniz.Children Place ne anlama gelir...”Gap yav bu!” nerde ve ne zaman, hangi ses tonuyla söylenmelidir...Pazarlık mantığı ve bu mantıkta karşınıza çıkabilecek sorunlar...Bir hasır sepet en az kaç yere bakılmadan kati surette alınmamalıdır...Bir mal sabah kaça,öğlen kaça,akşam kaça satılır...Bir mal için” tane 3.5 , 3 tane 10 “ saat kaç gibi söylenir... Pazarcılarla arkadaş olmanın size getirebileceği ekstralar nelerdir...

Soru 4) E bu zamana kadar yazdıklarınız ne olacak peki Zeynep Hanım? MB’de yayınlanan yazılar aslında belli bir konuya odaklanmış olduğunuzun ispatı değil mi?

Cevap4) Efendim..Ben bu yazıya MB’ yeni üye olduğum zamanlarda başlamış idim...Hasbelkader yarım bırakmış olduğumun farkına varıp kaldığım yerden devam ediyorum..Nedir yani ziyan mı olsun güzelim yazı?Di mi efenim?

Soru 5) Peki Saygıdeğer Zeynep Hanım!Acaba okurlarımıza vermek istediğiniz bir mesaj,yeni başlayan MB yazarlarına öğütleriniz olacak mı?

Cevap5) Güzel yurdumun güzel MB yazarları için benim de söyleyeceğim iki-üç kelam sözüm olacaktır......Tanıdığım tanımadığım,okuduğum okuyamadığım bütün arkadaşlarıma verdikleri emeklerden dolayı teşekkür etmek istiyorum...Her yazının bana kattığı dünyalar kadar şey var...Yazmadığında ya da ortadan kaybolduğunda eksikliğini hissettiğimiz yazar arkadaşlarımız var...Yolumuz karanlık taraflara düşmüşken, aydınlığa çıkmamızı sağlayan nice yazı var burada...MB ortamında ne sorulara ne cevaplar bulunabiliyor bilseniz şaşarsınız...Yeni başlayan arkadaşlara da tavsiyem, içinizden geldiği gibi,içinizden gelen konu hakkında yazın...Reyting kaygısı taşıyıp gereksiz bir hırs yapmayın...Noktalama ve imla kurallarına uyun ki editörler’den zılgıt yemeyin...İçinden geldiği gibi yazmak imla kurallarına uyulmayacağı anlamını taşımıyor...Virgül’den korkmayın...Virgül sevimli bir noktalama işaretimizdir...Efendim başka ne diyeyim işte? Sağolun varolun...

Sevgili Zeynep Hanım’a bu güzel söyleyişi için teşekkür ediyor haftaya bir başka konukla karşınızda olmak ümidiyle huzurlarınızdan ayrılıyoruz....Yazımda ve yayında emeği geçen tüm ekip arkadaşlarım adına teşekkürü bir borç biliyor, haftaya buluşuncaya değin tüm güzelliklerin,tüm mutlulukların sizlerle olmasını diliyorum efenim.......Şen ve esen kalın...


(Program kapanırken, Bülent Özveren’in Ben Bilirim yarışmasının jenerik müziği olan,bestesi Jean Michel Jarre’a,güftesi kimseye ait olamayan Rendez Vous 4 adlı parça kulaklarımızda çınlamaktadır....)
 
Toplam blog
: 82
: 1186
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

İstanbul'da yaşanan tüm aşkların, tüm ayrılıkların, tüm özlemlerin, tüm nefretlerin, tüm eğlenceleri..