- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 391
Deniz, havuz ve tatil

Deniz oldum olası içimi kabartmıştır. Bulutsuz, nemli bir havada, deniz görmeyen bir coğrafyada yol alırken, onu aniden karşımda görebilme fikri, çocuksu bir coşkunun heyecanını yaşatır. Çok uzaklardan gelip, son tepenin ardından virajı dönerek, onun puslu, kocaman mavileşen örtüsünü merakla gözlemler, üstünde durmadan dalgalanan, kıpır kıpır köpüren beyaz kabarcıkların el sallamasını izler, yanına bir koşu vardığımda dalgaların oluşturduğu ahenkli ezgileri hoş geldin sözü olarak üstüme alınırım. Kıyıya vuran her dalgayı, derin bir sohbetin tadıyla hiç sıkılmadan dinler ve anlattığı epik öykünün gizemli sonuçlarına şaşırırım. Balık-yosun karışımı, garip, ürpertici kokusuna, önce küçük küçük nefeslerle alışır, daha sonra derinden gelen tek bir nefesle, o kokuyu tüm solunum sistemimde hissetmeyi başarırım. Bu, küçük bir çocuğun hayranlık duyduğu, örnek aldığı bir romanın kahramanına kavuşabilmesi için sunulmuş bir fırsattır; doğanın şekillendirdiği, karar verdiği ve aniden organize ettiği ve son anda haber verdiği bir kavuşmaya olanak tanır. Ama ayrıca bilirsiniz, deniz, yerinde duramayan özgür bir kuşa benzer. Kuvvetli rüzgarlara kapılır, öfkesi büyür, kabarır, nedenini söylemeden sizi acımasızca terk eder.
Havuz oldum olası bir köleyi çağrıştırmıştır. O, doğanın kararına başvurulmaksızın alınmış bir kararın sunumudur. Uydurulmuş, dize getirilmiş bir oluşumdur. Para ile satın alınan bir birleşme gibidir. Klorla dezenfekte edilmiş, temizlenmiş, yapay olarak parlatılmış, ışıklandırılmış, teknolojik bir hizmetkardır. O ışığı direk bize yansıtır. Bu gözümü seğirtir, kıstırır. Güzel görünsün diye makyajlanmıştır. Ne söylersek dinler, ne istersek yapar haldedir. Anlatacağı öyküler herkesçe bilinir. Hizmet vermeye programlanmış, emrimi bekleyen bir robot gibidir; algoritması dışına çıkamayan bir yazılımı vardır. İlgi duyulsun diye yanlarına “kaydırak adı verilen” ek donanımlar takılır. Ona varma, onunla karşılaşma isteğim, sırf iyi hizmet alabilme düşüncesi ile ortaya çıkar. İnsanın organize ettiği, çok daha önceden belirlenmiş bir randevu gibidir. İşini bitirirsin, onu orada bırakırsın; bilirsin, o seni her zaman bekleyecektir.
Tuzlu suda mı yoksa klorlu suda mı serinleyeceğimin kararı, denizi görmemin heyecanlı beklentisiyle, havuza girmemin rutin durgunluğunu yaşatacaktır. Belki de bir onu, bir bunu yaşamam gerekecektir. İkisini dengede tutmalıyım. Böylece, yaşamımda her zaman gerekli olan heyecanı hissetmem daha kolay olacak ve bazı suskun anlarımda ihtiyaç duyabileceğim rutinliği de kullanmamı sağlayacaktır.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Ne kadar güzel dile getirilmiş denizin özgürlüğü ile havuzun esareti. Kutlarım sizi.
Hilmi Polat 22.07.2008 16:36- Cevap :
- Hilmi Bey, teşekkürler, saygılar... 22.07.2008 16:43