Deniz, kum ve sazanlar

Yaz tatilinde üç kardeş tatile gitmiştik. Bendeniz yüzme konusunda iyi değildim, biraz da temkinli davranıp mola verilen kıyıdan uzaklaşmadan suya girdim. İİİyi ki girdim !!!

İki kardeşim dolaşmaya gitti bendeniz tranca'yı kıyıda bıraktılar. Benim gibi birkaç kişi daha vardı civarda.

Kıyı birden derinleştiğinden yakınımdaki sazanlara her hangi bir boğulma tehlikesinde yardım etmelerini tembihleyerek denizi girdiiiiiiim !!! Neme lazım su pek derin zati iyi yüzemiyorum orda durayım dedim. Kendimi suya bıraktım amma yüzüm kıyıya dönük, sazanlara bakıyorum. Her nedense ani bir ses: hareket ediyoruuuuuz !!! Diyemeden teknenin motoru çalıştı hemencecik. Bendeniz bir anda suda oluşan girdaba kapıldım : (

Kendimi kurtarmak ne kelime santim ilerleyemiyorum, kolum havada panikle bağırdım: yardıııımm... suyun içindeyim, taktığım deniz gözlüğüne su dolmaz mı ! kıyıdaki taşları yakalayamadım mı!

Sazanlarda bir hareket olsaydı elbet elimden kolumdan tutan olur değil mi? Can havli ve de güneş kremine kavuşma heyecanıyla son bir çalııııım... suda biri vaaaaarr !!! duyuyorum.

Minik bir çakıl taşı yakalıyorum. minicik çakıl bana yardım ediyor. işte başım suyun dışında... gözlükten kurtuluyorum... yuttuğum suları öksürükle karışık atıyorum içimden.

Kendime gelmeye çalışırken, yakınımdaki sazanların bana baktığını farkediyorum. Telaş ve korkuyu atmaya çalışırken; sazana bir umut soruyorum: boğuluyordum neden yardım etmediniz ? veee işte o muhteşem cevap anında geliyor: ee elimi tut demedin ki !!

"Tranca kırmızı renkte, artık nadir bulunan bir balıktır" tt