Deniz Baykal gitti, kim kazanacak?

Baykal’ı saf dışı bırakmak için uygulanan “ahlaksız yöntem”, günün birinde hiç umulmadık kişilerin başına, farklı konularda gelebilir. Çünkü belli amaçlar için “becerisi”ni, şu ya da bu amaçla gösteren kişilerin yarın öbür ne yapacaklarını kestirebilir miyiz?

Güç, sanıldığı gibi, sürekli değildir. Çünkü gücün ulaşacağı, doyuma varacağı bir nokta vardır. Bu noktadan sonra işler tersine dönebilir. Hele, siyasal alanda “o denli güçlü” görünenlerin günün birinde nasıl bir konumda olduğunu görmemek için, dünyadan habersiz olmak gerekiyor.

Hiçbir ahlaksal kaygı taşımayan, kişilerin özel yaşamını “paspas” gibi görenlere şimdi alkış mı tutacak?

Alkış tutanlar olacaktır, oluyor da...

Bir de, Baykal’a yapılanları içinden onaylayan, ama kamuoyu önünde farklı tavır takınanlar, kuşkusuz, içten içe seviniyorlardır.

Bir de, Baykal'ın siyasal çizgisine, ülke sorunlara bakışına karşı olmasına karşın, “ahlaksız yöntem”e karşı olanlara saygı duymak gerekir. Çünkü onlara göre, siyasal mücadele, düşünceyle yapılır; böyle yollarla değil. Böyle yollar, çoğu kez de, beklenen sonucu vermez. Bunun örneklerini, farklı “yol kesme” yöntemlerinin bir işe yaramadığı gördük.

Öteden beri, kimi içten, kimi CHP’li gibi görünüp Baykal’a yüklenenler, “Bu iş Baykal’la olmuyor!” demeyi bir slogana dönüştürmüşlerdi. Kimileri, topluma açık alanlarda bu sloganı yineleyerek, “tarafsız” olma pozlarına bürünmeyi de ihmal etmiyorlar.

Baykal, bugün yok.

Baykal’ı seversiniz, sevmezsiniz, orası ayrı!

Önemli olan, bir lideri “belden aşağı” vurarak saf dışı bırakma yöntemine alkış tutup tutmamak.

Bugün alkış tutulanların aynı yöntemle ya da ondan daha adicesiyle karşılaşabilecekleri mümkündür.

Baykal’ın siyasal tavrı ortada. Kimi kişilerin/ çevrelerin Deniz Baykal’a yönelik suçlamaları, başkaları için de birer doğrudur. Onun için Baykal’ın istifasıyla ilgili değişik senaryolar üretilebilir. Siz de, belli konuları, belli gelişmeleri göz önünde tutarak, ahkam kesebilirsiniz.

“Baykal’a bu komployu kimler hazırladı?” sorusuyla ilgili her şey söylenebilir.

Eskiden, “yerin kulağı var” deniyordu. Şimdi ise “sanal ortam” var. Bu ortam/ internet, tam bir çöplük, bir saldırı aracı. Kişileri bu saldırılardan koruma/ kollama görevi kimin/ neyin olduğunu söylemeye gerek var mı?

Baykal’ı saf dışı bırakmak kimlerin, hangi çevrelerin işine yarayacaktır?

Soruya verilecek yanıt, Baykal’ın ülke sorunlarına bakışı, ülkeye yönelik saldırılara karşı duruşu göz önünde tutulmadan yanıtlanabilir mi?

Sorunları çözmek yerine, sorunları yaratılan yeni sorunla çözmenin yöntem olduğu bir ülkede, “ahlaksızlık” prim yapıyorsa, sıradan yurttaş kendini nasıl koruyacak?

*****

Ülkenin gündeminde/ önünde bir halkoylaması, ardından büyük bir olasılıkla genel seçim var.

Şimdi Deniz Baykal gitti, kim kazanacak?

Göreceğiz!

Kazandığını sananların bir gün kaybeceği akıllarda yer etmeli!..