Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '11

 
Kategori
Güncel
 

Deniz Feneri davasını yürüten savcılar neden görevden alındı?

Deniz Feneri davasını yürüten savcılar neden görevden alındı?
 

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Referandumdan önce Kemal Kılıçdaroğlu ve referanduma hayır diyenlerin şöyle bir gerekçesi vardı. Bu referandumda oylanacak anayasa maddelerinin amacı “Bağımsız Yargı”yı ele geçirmektir! 

Bu sözlere en fazla kim karşı çıkıyordu? 

Yetmez ama EVET’ diyenler… 

Geldiğimiz nokta, hukukun nasıl yerlerde süründüğünü hepimiz görüyoruz. Hiçbir ‘Yetmez ama Evet’çi orta yerde görünmüyor! 

Anayasa değişikliğinden sonra düzenlenen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kanunu ve yapılan sözde demokratik seçimden sonra oluşturulan HSYK, Ergenekon ve Balyoz davalarında sanıkların tahliyesi yönünde oy kullanan hâkimlere tahammül edemeyip, onları bulundukları konumdan alarak, normal hâkim olarak atıyorlar. 

Soruşturmayı yürüten savcılar, eğer iktidara yakın konumdaki kişi veya kurumlara dokunacak olursa, bir bir görevden alınıp, yerlerine yenileri atanıyor. 

Tabi yerlerine atanan savcı veya hâkimlerden hukuka uygun görev beklemek biraz abesle iştigal oluyor! 

Biz gelelim asıl konumuza; 

Yukarıdaki örneğe uygun bir olay bu günlerde yaşandı. Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcıları, yapılan bir şikâyet üzerine görevlerinden alındı. Oysa Ergenekon ve Balyoz davalarında soruşturmayı yürüten savcılar hakkında onlarca şikâyet vardı. 

Deniz Feneri soruşturmasında soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Tamöz soruşturmayı iyice derinleştirdiği sırada görevden alındı! 

Yalnız o mu? 

Tabiî ki onun görevden alınması sorunu çözmez! Kendisine yardım eden diğer iki savcının da görevden alınması gerekir! 

İktidara yakın kurum ve kuruluşlarla, insanlara doğru hızla yol alan soruşturmalarda Hâkimler ve SavcılarYüksek Kurulu en küçük bir sinyalle hemen faaliyete geçip, soruşturmayı yürütenleri tar-umar ediyor! 

Deniz Feneri davasında savcılarının görevden alınmasının nedeni ne? 

Deniz Feneri’nin kirli çamaşırlarının ortaya çıkmasını önlemek! 

Bu aşamada sürecin nasıl işlediğine bakılacak olursa; HSYK’na gerekli talimat verildi, kurul da hemen olayın cesaretle üstüne giden üç savcıyı başka yerlere sürdü. Tabi yerlerine de kendilerine yakın isimler atandı. 

Savcılar ve hâkimler görevden alınıp, oradan oraya gönderilirken hiç ses çıkmamasına alışan malum kurul, bu sefer yanıldı! 

Soruşturmadan alınan savcılar bu kez mesleki yaşamlarını hiçe sayarak bazı açıklamalarda bulunup, tarihe bir not düşütüler. 

Savcılardan birisi şöyle diyor: “Mesleğimi kimseye yaranmak için yapmadım. Mevcut durumun iyileşmemesi halinde bu meslekte kalmayacağım, baba mesleğine dönüp limon satacağım.” 

Bunu söyleyen; hukuk devletiyim diyen ve ‘İleri Demokrasi’ şarkıları söylenen bir ülkenin savcısı. 

Yani bağımsız olması gereken yargının bir mensubu! 

Tarihe düşülen not sayesinde, bir gün devran döner ve bu sayfalar açılırsa ne olur? 

O sayfalarda yer alan insanlardan bu hukuksuzluğun hesabı, gerçek hukuk mahkemelerinde sorulabilir mi? 

Daha açık soralım. Bu kadar ayyuka çıkan bir olay birkaç savcının görevden alınması ile kapatılabilir mi? 

Yani ‘Güneş balçıkla sıvanabilir’ mi? 

Bence hayır!.. 

Bir gün gerçekler mutlaka ortaya çıkar. 

Ancak ‘atı alan Üsküdar’ı geçmiş’ mi olur? 

Gördüğünüz gibi ülkemizde ‘İleri Demokrasi’ çok güzel işliyor! 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..