Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '12

 
Kategori
Mizah
 

Deniz Feneri'nin dumanları

Kökü dışarda değil, kapı komşumuz Almanya’da. Almanya’da bazı vatandaşlarımız Deniz Feneri e.V. adıyla bir dernek kuruyorlar. Almanya’da bu dernekle ilgili dava açılıyor. 5 yıl boyunca 20 bin kişinin dolandırıldığı anlaşılıyor ve 3 kişi de Almanya’da “dolandırıcılıktan” hüküm giyiyor. Almanya’da Nisan 2007’de başlayan Deniz Feneri e.V. davası yaklaşık 1 yıl içinde sonuçlanmıştı. 6 yılhapis cezası istenen dernek yöneticilerinden Mehmet Gürhan 5 yıl 10 ay, 3 yıl istenen Mehmet Taşkan 2 yıl 9 ay, 2 yıl hapis cezası istenen Firdevsi Ermiş de 1 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Alman savcı Lotz ve  yargıç Jochen Müller, bu hüküm giyenlerin gerçekte piyon olduğunu, asıl örgüt baronlarının Türkiye’de olduğunu açık açık söylüyor.  Sonra 2008 yılında bu dava Türkiye’nin gündemine giriyor ve 2012’de gündemden düşmeye doğru hızla ilerliyor. Önce olayın Almanya boyutunu ilk ağızla görüşen CNN Türk temsilcisinden öğreniyoruz.

 

Almanya’da Neler Oldu?

CNN Türk Berlin Temsilcisi Erhan Merttürk’ün aktardığına gore (11 Nisan 2012) olayın gerisi şöyle:

“Hakim Jochen Müller’in “Olayın asıl failleri Türkiye’de, bunlar sadece kukla” demesi dikkat çekiciydi.

Alman yargısına göre birileri Türkiye’den direktif veriyor, diğerleri Almanya’da para topluyor, bir başkası bu paraları Türkiye’ye götürüyor, şirketler kuruyor, gemiler alıyor.

Deniz Feneri e.V. adlı dernek 5 yıl boyunca 20 binden fazla kişiyi dolandırıyor.

Bağışçılardan toplanan para resmi rakamlara göre 41 Milyon Euro.

Bağışları arttırmak için televizyonlarda programlar yapılıyor, reklamlar dönüyor.

Almanya’daki spor salonları kiralanıp  “Allah rızası için“ sepet sepet bilezikler, eurolar toplanıyor.

Yetmiyor…

Türkiye’den bazı siyasetçiler Almanya’da cami cami dolaşıp  “Bu arkadaşlara güvenin“ diyor.

Bu verilere dayanarak da Alman yargısı  “Dernek adı altında dolandırıcılık yapıldı“ hükmüne varıyor.

Bağış paraları ne oldu?

Polis çekmecede gayri resmi muhasebe defteri buldu. 

Ne kadar para toplandı, paralar kime teslim edildi, Türkiye’de kime verildi.

Hepsi satır satır yazıyordu: Kayıtlara göre toplanan paraların 17 Milyon Eurosu Türkiye’ye gitti.

Bunun 8 milyon Eurosu Türkiye Deniz Fenerine verildi. Geri kalanı da şirketlere aktarıldı.

Eldeki veriler Ak Holding (Weiss GmbH) ismiyle kurulan paravan şirketi işaret ediyordu.

Bu şirketin kurucuları ise Zahid Akman ve Zekeriya Karaman’dı. Alman yargısına göre bağışcılardan toplanan paralar bu şirkette “ak” lanıyordu.


Hakim Jochen Müller’le CNNTürk’te yaptımız özel röportajda üstüne basa basa söyledi:
“Hüküm giyenler sadece kukla, olayın perde arkasında başkaları var”

 

Savcı, Savcıya Karşı

Nihayet Türkiye’de, 2008’de dava açılıyor. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ü soruşturmayı yürütmekle görevlendiriyor.Bu üç savcı Almanya’ya gidiyor, sanıkları sorguluyor.

Almanya’daki soruşturma ve mahkeme evrakının Türkçe’ye çevrilmesini sağlıyorlar. Sonra  Türkiye’deki  sanıkları sorguluyorlar. Sanıkların ev ve işyerlerinde ele geçirilen binlerce sayfalık belgeyi okuyup, tasnif ediyorlar. Sonunda bir kanaat oluşturuyorlar ve bazı sanıkların tutuklanması için mahkemeye gidiyorlar. Üç savcı, ilk operasyonu, soruşturmanın başlamasından 1031 gün sonra yaptı. 20 şüpheli hakkında 526 sayfalık bir iddianame hazırlanıyor. 6 Temmuz 2011’de yapılan ilk dalgada, eski RTÜK Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman, Kanal 7 Yönetim Kurulu üyesi İsmail Karahan, Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çelik veYeni Dünya İletişim A.Ş. çalışanlarındanTürkiye’deki serverde kayıt ederek sıkıştırılmış Uyum adı verilen bir muhasebe programını Almanya’daki dernekte kuran Erdoğan Kara gözaltına alınıyor. Savcılar, 49 saatlik gözaltı maratonunun ardından Akman, Karaman, Karahan ve Çelik’in, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik’ suçlarından tutuklanmasını talep ediyorlar. Sanıklar hakkında 3 yıl 9 aydan 14 yıl 6 aya kadar değişen hapis cezaları istendi. 4 kişi, 11 Temmuz 2011’de tutuklandı.

Savcılar Görevden Alınıp, Haklarında Dava Açılıyor

Bu tutuklamanın ardından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bir şikayet yapıldı ve soruşturmayı yapın üç savcı görevden alındı. Ardından da HSYK’nın yaptığı soruşturma sonucu Türkaslan hakkında ‘evrakta tahrifat yapmak ve görevi kötüye kullanmak’ suçlarından 1 yıldan 11 yıla kadar, Yaren ve Tamöz hakkında ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezaları istemiyle dava açıldı.  Bu arada Akman ve Karaman’ın da aralarında bulunduğu şüpheliler, 102 gün tutuklu kaldıktan sonra ‘bundan sonrası cezaya dönüşür’ şeklindeki kararla tahliye oldu.

 

Üç savcının görevden alınmasından sonra soruşturmayı devralan Ankara Cumhuriyet Savcıları Veli Dalgalı ve Hakan Pektaş, eski savcılar hakkında dava açılmasına neden olan şüphelilerin ortağı olduğu şirketlerin üzerindeki tedbir kararını da kaldırdı. Dalgalı ve Pektaş, 3 yıldır süren soruşturmayı üç ayda   tamamladılar.Bir de baktılar ki suçun mahiyeti değişmiş. Ortada örgüt mörgüt bulamadılar, hatta “dolandırıcılık” da bulamadılar; “hizmet nedeniyle emniyeti suistimal” buldular. Her davada örgüt olacak diye bir kural yok. Daha yakın zamanda Hırant Dink cinayetinde bile örgüt bulunamadı! Bunun için Deniz Feneri örgütlü dolandırıcılık olmayabilir elbette. Yargılama süreci sürdüğünden sonuç hakkında önyargılı olamayız. İktidarın lehine ilerleyen davalar  haricinde yargı sürecini etkileyecek görüşler üretmemek lâzım. Fakat benim düşünceme göre- bu düşünce dışa yönelik olduğu için sanırım etkileme içinde olamaz- Yeni Savcılar, eskileri mahkum ettirmekle kalmamalı, Alman mahkemesi ve hatta tüm Almanya hakkında da dava açmalıdır. Çünkü Alman mahkemesi aslında emperyalist emellerle, Türkiyeyi bölüp parçalamak için ve milleti birbirine düşürmek için, kutsal değerlerimizi savunan mümtaz vatan evlatlarını zan altında bırakan bir karara imza atarak, yüce yargımızı meşgul etmiştir. Nokta. Avrupa Birliği Bakanlığı kurduysak bile bunu kendilerini onurlandırmak amacıyla kurduğumuzu, bu yamukluklara devam ederlerse Ortadoğuya çekip gideceğimizi hatırlatmak lazım. Nokta.Kapatılan Fazilet Partisi'nin milletvekili ve yöneticilerinden, Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Deniz Feneri için,"Bu dava yargıya müdahale örneği olarak akıllara kazındı" diye tepki verdi. Yanlış bilgilenmiştir. Nokta.

 
Toplam blog
: 19
: 431
Kayıt tarihi
: 18.09.11
 
 

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi (İzmir Yükseköğretmen Okulu) Kimya- Fizik Bölümünü bitirdim. Uzun ..