Deniz'in Anlattıkları...

Deniz’i,seyretmeyi sevmeyen pek yoktur herhalde . Ama, hafif dalgalı ya da durgun halini daha çok severiz.Deniz ve rüzgar beni derinden etkiler.Deniz kıyısında bir bankta oturarak dalgaların sahile ya da kayalıklara hırçınca çarpması ve aynı hırçınlıkla yerini diğer dalgalara bırakması anlam veremediğim bir huzur verir.

Denizin hırçın halini daha çok severim.İçimi yıkar, kendi kendime bile açıklamaya çekindiğim duygularımın,düşüncelerimin sözcüsüdür adeta.Bir anlamda kişinin kendisini yenilemesi, değişmesi gerekliliğini gösterirken diğer yandan barındırdığı tüm pislikleri yüzeye çıkarmasından olsa gerek gerçek duygu ve düşüncelerimizi ne kadar saklamayı başarabilsek bile eninde sonunda gerçeklerin ortaya çıkacağını hatırlatır.

Deniz’in hırçın hali, kavuşamamanın verdiği hüzün ve özlemdir.İnsanın içinde kopan fırtınaların dışa yansıması,çaresizliklerinin ortaya çıkması,kaybedilen kişinin ardından duyulan acının,yapılan yanlışların yüzümüze vurulması gibidir.Dalgalı deniz birbirlerine olan sevgilerini anlatamadan ayrılanların söyleyemedikleri sözcüklerin,aynı zamanda kavuşmanın sözcüsüdür. Her çözümsüzlüğün kendi içinde çözümü olduğunu anlatır.Bazen derinden bir haykırış bazen de bir fısıltıdır. Dalgaların sesi bazen geçmişten bir şarkıyı,filmi yeniden hatırlamamıza neden olabilir.Örn; Deniz ve Mehtap, Love in Portofino vb

Kısacası deniz ve rüzgar hep aynıdır.Ama bize anlattıkları ya da bizim hatırlamak istediklerimiz farklıdır.