Deniz'in günlüğü-1

Bu yazı dizisi boyunca, Deniz isimli 28 yaşındaki bir genç kızın 'hayallerinin peşinden giderek başarılı olmak için karşısına çıkan engelleri aşması' üzerine bir hikaye okuyacaksınız.

Deniz'in en büyük hayali, Türkiye'deki en başarılı gazetecilerden biri olmak. Ancak pek çok insan gibi o da; bu hayale kavuşma yolunda attığı adımlarda bir türlü istediğini elde edemiyor. Bu yoldaki girişimleri sonrasında yaşadığı başarısızlıklar ya da reddedilişler yüzünden çok büyük karamsarlık ya da buhranlara sürükleniyor. Bu yıkılışlarını paylaştığı en yakın sırdaşı ise günlük olarak kullandığı bir defter... Her akşam odasına çekildiğinde; bu defterin beyaz sayfalarını; yaşadığı hayal kırıklıkları ve mutsuz ruh halinin yıkılışlarını anlattığı kelimelerle dolduruyor. Bir yandan hayalini gerçekleştirmeyi, öte yandan çevresinde ve daha da kötüsü iç dünyasında bunu başaramayacağını söyleyen seslere kulaklarını tıkamayı isteyen Deniz, aslında ne yapması gerektiğini bilmiyor.

Daha önce birkaç kere başvuruda bulunup reddedildiği gazeteye bir kere daha başvuruda bulunarak şansını denemesi gerektiğini düşünüyor. Öte yandan; sahip olduğu büyük sorumlulukları bir kenara bırakarak hayalinin peşinde dilediği gibi koşamayacağını da biliyor. Ailesinin geçimine katkıda bulunmak için çalışmak zorunda olduğunun ve o çalışmazsa evin kirasını bile çok zor vereceklerinin farkında. Ayrıca küçük kardeşi geçen yıl üniversiteyi kazanmış. Onun okuyabilmesi için de, para gerekli. O da, bir evlat olarak üzerine düşeni yapıyor, her gün hiç istemese de Eren Tekstil Fabrikası'ndaki işine gidiyor. Ticaret lisesinden sonra, işletme bölümünde okumuş, stajdaki deneyimine de dayanarak bu tekstil firmasındaki muhasebe işini bulmuş.

Deniz çok istiyor ama nasıl yapacağını, hangi yoldan gitmesi gerektiğini bilmiyor. Bildiği ve düşündüğü tek şey, eğer; daha şanslı olsaydı, ailesinin maddi durumu daha iyi olsaydı, daha iyi bir eğitim alsaydı, farklı ve başarılı insanlarla tanışıyor olsaydı şu anda istediği yolda emin adımlarla ilerliyor olacağı. Ama bunların hiçbiri elinde olmadığı için Deniz, çok ama çok istemesine rağmen elindeki bu sağlam delillere dayanarak asla başaramayacağına inanıyor.

Ancak Deniz büyük çoğunluğumuz gibi, iki önemli şeyin farkında değil: Birincisi; her şeye rağmen bir insanın başaramayacağı bir şeyin olmadığının, ikincisi ise ulaşmak istediği bir hedefi olduğu ve ortalama bir hayatın güvenli kıyılarında yaşamını devam ettirmek istemediği için ne kadar şanslı olduğunun.
Şebnem Evren