Denizcilerimize sahip çıkalım!

Denizci bir aileden geldiğim için üzüntüm daha somut. “Aysun Kaptan” Somalili gemi haydutlarının elinde. Yirmi iki deniz emekçisiyle beraber tutsak. Uydu telefonuyla ailesine ulaşmış, 'şirketinin fidyeyi ödemesini' ve canlarının kurtarılmasını bekliyor. Bu, aileler için de büyük bir dram.

Sermaye birikiminin emperyal ya da doğal pusulası deniz ticaretinde egemenliği gösterir. Denizlerde ticareti korumak denizlerde savaş ve savunma pozisyonu alabilme dinamiklerini etkilemiştir 2. Dünya Savaşı’nda Atlantik’te ticaret filolarına yönelik denizaltı saldırılarının savaşın güç dengelerini nasıl da belirlediği iyi bilinir.

Deniz ticareti, serbest ticaretin tüm diğer segmentleri için olduğu kadar ekonomi için de yaşamsal bir dinamiktir. Denizler de “kurallılık” bankaların kurallığı kadar önemli bir güven duygusunu sağlar. Kaldı ki, Liverpool’den Antwerpp’e, Singapur’dan Antalya’ya kentleri de bir ölçüde denizlerdeki etkinlikler inşa etmiştir.

Liman kentlerinin mimarisi bile kendine özgüdür. Geçimini denizden sağlayan insanların barışçıl ve hoşgörülü oldukları söylenir. Denizle boğuşmak yaşamın diğer alanlarında yapıcı olma iklimini getirir. Deniz, bir geçim sahası olduğu kadar, bir yaşam biçimi ve kültürdür.

Yük ve yolcu taşımanın yarattığı katma değerler olmasa, hizmetlerden başlar, üretim sektörleri birer birer dibi boylar. Bu nedenle de kural-dışılık çok sıkı uluslar arası yaptırımlara bağlanmıştır.

Buna karşılık, gemi haydutluğu, orman kanunları dünyasının son çılgınlığıdır. Bu anafor içinde Aysun Kaptan’ın ve arkadaşlarının çığlığı mutlaka duyulmalıdır. Bir şekilde Türkiye, yalnız silahlı kolluğuyla da değil, duyarlı ve ilgili tüm kesimleriyle, o arada armatörleriyle, sendikalarıyla denizcilerini korumak durumundadır.

Deniz ticaret filomuzun genişlemesi, Türk bandıralı gemilerin ticaret hacmini artırması, yanı sıra, marina, yat, yelken de dahil denizle ilgili etkinliğimizin yükseltilmesi hep ulusal hedef ve özlemlerimiz arasında olagelmiştir.

Çok sayıda gençlerimiz hem sivil hem askeri deniz okullarına yönelmektedirler. Onlardan biri, bir kızımız, denizcilik mesleğini seçmiş, emeğini onuruyla ve dürüstlükle değerlendirebileceği yaşam mücadelesine -en çetin perdeden- denizden başlamıştır.

Besbelli iyi bir örnek olmak istemiştir. Haydi onu ve arkadaşlarını yalnız bırakmayalım. Bir daha böyle olaylar yaşanmasın diye önlemlerimizi alırken, denizcilerimizi haydutların insafına terk etmeyelim…

Kaynak: Hürriyet, http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12071186.asp?gid=229