- Kategori
- Sosyoloji
Denizi biz kirletiyoruz..
Denizi biz kirletiyoruz…
Denizde Pet şişe, teneke parçası, kablolar, ağaçlar,
her şey var ama balık yok”...
Haber böyle diyor, ağlarda balıktan başka
her türlü atığı bulan balıkçılar. Çevre meselesi,
Eskiden çok daha dar bir kesimin kaygısıydı.
Oysa günümüzde ekmeğini doğal kaynaklardan kazanan herkes,
sorunun ciddiyetini yaşayarak görüyor.
Örneğin balıkçılar büyük sıkıntıda. Üstelik balıklar azaldıkça
yükselen fiyatlar, kimsenin çıkarına değil.
Uzmanlar, eğer gerekli önlemler alınmazsa yakın zamanda
denizlerde balıktan çok plastik atık olacağını söylüyor.
Atıklarımızı kontrolsüz şekilde doğaya
bırakmamak gerektiği açık.
Ama aynı zamanda atıkları azaltmamız gerektiği de...
Pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de plastik poşet
kullanımını azaltmaya yönelik kararlar alındı.
Fransa ise bir adım daha ileri giderek,
1 Ocak 2022 itibarıyla meyve ve sebzelerin
plastik ambalajlarda satılmasını yasakladı.
Üstelik plastik ambalaj sektörünün itirazlarına rağmen...
Yani çevre konusunda durum çok ciddi.
Dünya hızla bir çöplüğe dönüşürken,
her vicdan sahibi insan kendine şunu sormalı:
“Ben bu konuda üzerime düşeni yapıyor muyum?”
Ama diliyle tasdik ettiğini gündelik hayatta
bunları yapan pek azdır.
Atıklarımızı sorumsuzca denize
döktüğümüzden belli değil mi?
KİM KİRLETİYOR derseniz!!!
Türkiye nüfusunun yüzde doksan küsurunun
Müslüman olduğu hep söylenir...
Peki ama ülkemizin üç bir yanını çeviren denizlere,
göllere, nehirlere, ormanlara, dağlara
atıklarını bırakanlar kim?
%99 müslüman olan ülke halkım.Yani biziz.
Öyleyse, kendisine “Müslümanım” diyen
herkesin çevre konusunda
çok daha ciddi çaba göstermesi gerekiyor.
Bu, bugün yaşadığımız dünyanın kısa bir özeti değil mi?
Yönetsel çareler üretmek, bilimsel buluşlara imza atmak,
yeri geldiğinde daha az kazanmayı
göze alıp üretim ve tüketimde
çevre dostu seçeneklere yönelmek gerekiyor.
Tüm bunlar, “insanlığa faydalı” işler.
Sadece insanlığa değil, “yerde, gökte olan her şey” için faydalı...
Ayağımızın altında, gök ,
başımızın üstünde durdukça, umut hep vardır.
Balıklar için de, insanlar için de...
“Bu dünya denizdir, bedense balık...
Bu denizde can balıkları çoktur...
Balıkları görmesen de, kulağınla duyarsın seslerini.
Peki ya bizler?
Hakikat deryasındaki balıkların, yosunların, mercanların;
doğanın çağrısını gönlümüzde duyabiliyor muyuz?
Nerede. ..????
Bizler çalıp çırpıp haram yeme beşindeyiz.
ozcanvural33@hotmail.com