Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '14

 
Kategori
Çevre Bilinci
 

Denizlerde Petrol kirliliği ve Petrol döküntülerinin zararlı etkileri

Denizlerde Petrol kirliliği ve Petrol döküntülerinin zararlı etkileri
 

Öteden beri, doğal bir kaynak olan petrolün yine doğal bir kaynak olan su ortamında ne gibi zararlı etkileri olabilir ki acaba diye düşünmüşümdür. Bu merakım beni konuyu araştırmaya itti ve ortaya aşağıdaki yazı çıktı. Belki bu vesile ile birilerinin de merakı giderilmiş olur diyerekten paylaşıyorum.

İnsanlar, enerji ve yakıt ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yer altından petrol çıkartırlar. Petrol işlendikten sonra benzin, gazyağı, dizel, plastik gibi çeşitli yakıtlara ve ürünlere dönüşür. Petrol, içeriğini çoğunlukla Hidrokarbonlar, Azot, Kükürt, Oksijen ve az miktarda metal elementlerin oluşturduğu bir maddedir. Yer altından çıkarılan bu maddenin kendine özgü bir kokusu vardır ve çok yoğun bir kıvama ve koyu renge sahiptir. Bileşimi değişkendir, içeriğindeki hidrokarbonların farklı oranlarda olması ile meydana gelen bu kimyasal farklılık petrolün karakteristiğini belirler böylelikle çeşitli özgül ağırlıklara veya farklı yanma noktasına sahip olurlar.Bu nedenle bölgelere göre çok farklı yapıda petroller çıkarılabilmektedir. Hatta bazen aynı bölgede bile farklı yapıda petrol çıkarılabilmektedir.

Ham veya işlenmiş petrol taşımacılığı genellikle deniz yoluyla yapılmaktadır. Tanker kazaları sonucunda veya gemilerin dengede kalabilmesi için aldıkları balast sularını taşımacılık sonrasında boşaltmasıyla petrol denizlere sızıp (dökülüp) yayılabilmektedir. Deniz zemininde yapılan petrol arama ve çıkarma çalışmaları petrolün denize karışmasına neden olan bir diğer faktör olup yaşanan kazalar sonucunda kirlenme sorunu da olabilmektedir. Endüstriyel atıkların denize boşaltılması, liman faaliyetleri ve gemi temizliği gibi durumlar da ayrıca denizleri kirletebilmektedir. Atmosfere karışan uçucu hidrokarbonlar ise yağmur ve kar şeklinde yine denizleri kirletebilmektedir.

Petrolün üretilmesi, işlenmesi, taşınması ve kullanılması aşamasında farklı seviyelerde çevre kirliliği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, petrol üretimi karadan da üretilebildiği gibi, denizden üretim sürecinde de bir takım sızmalar ve petrol platformlarında meydana gelen çeşitli kazalar sonucu, petrolün akması ile de deniz kirliliği söz konusu  olabilmektedir. Okyanuslarda bile yüzen petrol kalıntılarına sık sık rastlanması ve tüm denizlerin suyunda ölçülebilir oranda petrol hidrokarbonlarının bulunması ise, sorunun yerel ya da bölgesel olmayıp dünya çapında bir sorun olduğunu göstermektedir.

Petrol bileşiklerinin deniz suyuna ulaşması genellikle üç şekilde gerçekleşmektedir:

1. İnsan tarafından suya bırakılan veya kaza sonucu denize sızan/dökülen petrol bileşikleri.

2- Bizzat deniz organizmaları tarafından fizyolojik olarak üretilen kimyasal maddeler.

3- Doğal olarak deniz dibinden su içerisine fışkıran petrol ürünleri.

Hayvansal ve bitkisel maddelerin baskı ve ısı etkisi ile yer kabuğu tabakalarında bozulması yolu ile oluşan petrol, bileşimi oldukça karmaşık bir üründür. Başlıca parafinik ve naftenik hidrokarbonlarla S, O ve N içeren bileşiklerin bir karışımıdır. Ayrıca petrol içerisinde büyük miktarda metal bileşikleri de bulunur.

Hidrokarbonlar, parçalanma ve destilasyon yöntemleri ile çeşitli petrol ürünlerinin elde edilmesine yarayan ham petrolün %55-98'ini oluşturur. Petrolün yapısındaki hidrokarbonlar sınıflandırılacak olursa, %30'unu parafinik hidrokarbonların, %50'sini siloalkanların %15'ini aromatik bileşiklerin ve %5 ini S, O ve N’lu hidrokarbonların oluşturduğu görülür.

Tanker kazaları sonucu okyanuslara petrol karışabilmektedir. Petrol taşımacılığının büyük tankerlerle yapılması sebebiyle kaza sonucu ortaya çıkacak kirlenme büyük boyutlarda olabilmektedir.

Kazalardan daha sık, daha az miktarlarda ortaya çıkan diğer önemli bir kirlenme biçimi de, enerji üretim tesislerine yakıt taşıyan gemilerin sintine ve balast sularını denize boşaltmaları ya da atık yağların tersanelerden ve diğer nedenlerle yine denize boşaltılmasıdır. Bu boşaltımlar körfez ve haliçleri kirletmekte, deniz ortamlarındaki organizmalar üzerinde, deniz eko-sisteminde kısa ve uzun vadeli zararlara sebep olmaktadır.

Denizlerin petrol ve petrol türevleri tarafından kirletilmesinin en önemli kaynaklarından biri de, insanlar tarafından yapılan işlemler sırasındaki petrol boşaltımlarıdır (örneğin, dünya tanker filosundan ve yük gemilerinden yolculukları sırasında boşalan petrol v.b.). Bunlara endüstriyel makinaların yol açtığı petrol kirliliği, yol trafiği ve yurtiçi gemicilik de eklenebilir.

Denize dökülen petrolün deniz yüzeyine dağılım şekli dökülen petrolün türüne, esmekte olan rüzgara ve akıntı sistemine bağlıdır. Deniz yüzeyine yayılan petrolün bileşimine bağlı olarak hemen fiziksel ve kısmen de kimyasal değişimler oluşmaya başlar. Suya dökülen petrol ürünleri partikül, emülsiyon veya çözünmüş maddeler şeklinde olabilirler.

Sudaki petrol ürünleri buharlaşma, çözünme, emülsiyon, sedimantasyon, oksidasyon veya mikrobiyolojik ayrışma olaylarına uğrarlar. Hemen hemen hiçbir deniz bölgesi insan eli ile denize bırakılan petrol ürünlerinin etkisinden kurtulamamaktadır. Bu nedenlerle de deniz içerisinde yayılan bütün organizmalar bu kirleticilerin az veya çok etkisi altında kalmaktadırlar.

Petrol hidrokarbonlarının deniz canlılarının besin zincirine girişi çeşitli organizmalar için ortaya konmuştur. Petrol ürünleri suda bozunmuş, dispersiyon veya yüzer katran yumruları şeklinde ya da su zerreleri tarafından absorbe edilmiş olarak bulunabilir. Bunlara ilaveten hidrokarbonlar herhangi bir organizmanın aldığı besin yolu ile dokuları arasına girmiş olarak da bulunabilir.

İnsanlar tarafından ortama bırakılan petrol hidrokarbonları, deniz canlılarının besin zincirinde önemli etkilere yol açmaktadır.

Petrol hidrokarbonlarının bir organizmanın metabolizması üzerine yaptığı doğrudan etkinin yanı sıra ortamda bulunan diğer maddelerle karşılıklı ilişkisi de söz konusudur. Örneğin bazı petrol bileşikleri duyu organlarında yer alan kimyasal algılayıcıları kapatarak organizmanın besin alma açısından yeteneksiz duruma geçmesine yol açmaktadır. Aynı şekilde petrol ürünleri bazı canlılarda üreme için büyük önem taşıyan feromonları  yani karşı cinsi çekmek için organizma tarafından salgılanan kimyasal maddeleri maskeleyerek üremeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Petrol ürünleri, bir yandan suya bırakılan gametlerin hareket yeteneğini ortadan kaldırırken diğer yandan, gelişmenin başlangıcındaki canlıları da öldürmek sureti ile üremeyi geniş çapta etkilemektedir. Bunlardan başka hemen hemen her büyük deniz kazasından sonra deniz organizmalarında kütlevi ölümler de gözlenmektedir.  Bazı bölgelerde bu tür etkilerin kazadan en az iki yıl sonrasına kadar sürdüğü de izlenmiştir.

Sedimanlarda yığışan petrol ürünlerinin kum çıkartma veya dip taranması işlemleri sonunda yeniden suya karışmaları ile kıyı eko-sistemleri ve balıkçılığın geniş çapta etkilenebildiği de tespit edilmiştir.

Bütün bunların yanı sıra petrol ürünleri ile bulaşmış balık ve kabukluların insan tarafından yenmesi sonucunda, bu organizmalarda yoğunluğun çok düşük olduğu durumlarda bile sağlık açısından sakıncalar doğduğu bilinmektedir. Bu sakıncaların başında ham petrolü oluşturan bileşiklerden bir kısmının, memelilere ve insanlara kanser yapıcı olduğu bilinen veya şüphelenilen bileşikler olması gelmektedir. Ayrıca havalanmış veya kısmen bozunmuş ham petrol içinde aktif kanserojen olan yükseltgeme ürünleri oluşmaktadır.

Denizlere karışan petrol, daha sonra buharlaşma, su yüzeyine yayılıp çözülme, deniz dibine çökme, emülsiyon haline gelme, mikroorganizmalar tarafından oksitlenme ve parçalanma yoluyla, canlı organizmaların bünyesinde birikir ve bu yollarla dağılarak derişimi düşer.

Petrol denizlerde ilk olarak yüzeyi kapladığı için ışığın ve havanın, suyun alt katmanlarına geçişini engeller. Oksijenin azlığında oksijen solunumu yapan canlılar yaşayamazlar. Özellikle bu durum sahile yakın bölgelerde toplu ölümlere neden olur. Işığın alt katmanlara ulaşamaması sonucunda su bitkileri fotosentez yapamaz ve ötrofikasyona (Ötrofikasyon, göl gibi herhangi bir büyük su ekosisteminde, başta karalardan gelenler olmak üzere, çeşitli nedenlerle besin maddelerinin büyük oranda çoğalması sonucu bitki varlığının aşırı şekilde artması. Bu durum sudaki çözülmüş oksijen miktarını azaltarak uzun vadede su ekosisteminin ölümüne neden olabilir. Ötrofikasyon sulak alan ekosistemlerini bozarak burada yaşayan kuş, balık ve diğer canlıların azalmasına ya da yok olmasına neden olabilir) neden olabilir.

Petrol deniz kuşlarının kanatlarına yapışarak uçamamasına, balıkların solungaçlarına yapışarak solunumunu engellemesine ve canlıların bünyesine girmesiyle onları zehirleyici (toksit etkisi) etkilere neden olur, hatta bu canlıları avladığımızda petrol ve türevleri bizlere kadar ulaşabilir.

2010 yılında Meksika Körfezi’ndeki Deepwater Horizon petrol platformunda meydana gelen patlamadan sonra yaşanan petrol sızıntısı büyük bir çevre felaketine neden olmuş, ABD’ nin güney kıyılarında büyük bir petrol kirlenmesine yol açmıştır. Uzun süre petrol sızıntısı durdurulamamış, bu hem ekolojik hem de ekonomik olarak çok büyük zararlara neden olmuştur. Petrol sızıntısı ancak 87 gün sonra durdurulabilmiş fakat temizlenmesi uzun zaman alacak büyük bir çevresel felakete yol açmıştır.

Peki bu bilgilerden sonra denizlerde petrol kirliliği ve petrol döküntülerinin ne gibi somut zararlı etkileri olabilir diye konuyu özetlemeye çalışırsak, şunları söyleyebiliriz.

- Petrol tankeleri, boru hatları veya offshore petrol platformlarından denizlerde meydana gelen bir petrol döküntüsü anlık, ciddi bir yangın tehlikesidir. Yangın sonucu ortaya çıkan hava kirliliği, insanlarda solunum sıkıntılarına yol açar.

- Bir petrol döküntüsü aynı zamanda içme suyu kaynaklarını kirletebilir.

- Bir petrol döküntüsü, turizm ve denizcilikten geçinen sektörleri ekonomik olarak olumsuz etkileyebilir. Örneğin Meksika körfezinde yaşanan Deepwater Horizon petrol platformundaki petrol kirliliği kumsal turizmini ve bölgedeki balıkçılığı derinden etkilemiştir.

- Petrol döküntüleri genellikle hem anlık hem de uzun vadede çevresel zararlara yol açar.

- Petrol döküntüleri, plajlara, sahillere, bataklıklara ve kırılgan deniz ekosistemlerine zarar verir.

- Petrol döküntüleri, kuşları öldürür.

- Petrol döküntüleri, balinalar, yunuslar, foklar ve su samurları gibi deniz memelilerini öldürür.

- Petrol döküntüleri, balıkları öldürür.

- Petrol döküntüleri, balina gibi canlıların besinlerini oluşturan planktonları kirleterek balinaları etkileyebilir.

- Petrol döküntüleri,  yaban hayatı habitatını/tabiatını (wildlife habitat) ve yetiştirme zeminlerini yok edebilir.

- Petrol döküntüleri, besin kaynaklarını kirleterek veya besin kaynağı ulaşımını engelleyerek canlılara zarar verir.

- Petrol döküntüleri, bulaştığı canlıların fiziksel yapılarındaki doğal ortamı bozarak canlılara zarar verir.

- Petrol döküntüleri, kırılgan su altı ekosistemlerine, canlıları öldürerek, veya çoğu balık ve global besin zincirinde gerekli bağlantılara sahip küçük organizmaları öldürerek ciddi zararlar verir.

- Petrol döküntülerine maruz kalan balık ve besinleri tüketen deniz memelilerinin petrolle zehirlenip ölmesine yol açabilir.

- Petrol döküntüleri,  özellikle büyük miktarlardaki balık yumurtalarının veya lavralarının petrole maruz kalması ile, balık, kabuklu deniz ürünleri ve diğer deniz yaşamına ölümcül darbeler vurur.

- Petrol döküntüleri, yaşamını denizlerde geçiren çoğu türe uzun vadede zararlar verir. Örneğin deniz kaplumbağaları yumurtaları büyük zararlar görebilir.

- Petrol döküntüleri, daima çevre için kötü haberler demektir.

 

Not : Bu bilgiler çeşitli internet kaynaklarından derlenmiştir.

  

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..