Denizlerimiz... Kınalarımı da yaktım...

Bu sabah kınalarımı yaktım geldim.. Nasıl da güzel bir sabahtı bu sabah. Güneş neşeyle göz kırparken bana, deniz de gülümsüyordu.. Deniz kıyısında yaşayanlar bilirler o deniz havasının insana kattığı olumlu gücü.. Ama bu sabah ayrı bir hava vardı denizlerimizde, ayrı bir aydınlık vardı.. Pırıl pırıldı.. Hani deniz kendini belli zamanlarda temizlermiş ya.. Bu sabah tertemizdi denizlerimiz.. Eh ne de olsa bahar gelmişti..

Şimdi kınanın ne alakası var diyeceksiniz.. Biz ne zamanlar kına yakarız? Düğünümüzde, askerimizi uğurlarken he bir de bazıları der ya ‘şöyle olursa kına yakarsın sen de’ diye.. İşte ben bu gün düğün yapmıyorum ya benzer başka olaylarım yok. Ama bazı arkadaşlarımın kaybederse kına yakarsın artık demelerine karşılık kınamı yaktım da geldim bu sabah diyorum..

Neyse bahar havasına geleyim yine.. Baharı çok severim ben. Denize baktım bu sabah şöyle bir, en az çocuklar kadar masumdu.. Farkındalığın verdiği gurur, kendini bulmanın verdiği mutluluk vardı üzerinde.. Deniz aslında bu vatan için ne kadar da önemli olduğu hep bildi.. Düşmanlarımızın son durağı hep denize dökülmek olmamış mıydı? Çanakkale de göstermedik mi Türk’ün gücünü? Samsun’a denizden ulaşmamış mıydı Atatürk? Boğazlar tüm milletlerin imrendiği yerler değil miydi? Tatil için dünyada en çok tercih edilen yerlerden değil miydi Ege, Akdeniz?

Baktım bu sabah denize şöyle bir.. Gülümsedim.. Yurdumu üç bir yandan sarıp sarmalayan güzel, temiz denizlerimiz..

Şebboy Yıldız