- Kategori
- Mizah
Depo
Depo dediğin depo gibi depo olmalı, yoksa....
Depodaydın....
Aklında onlar varken sen şimdi cola ailesiyle muhabbet ediyordun....Hafif cola, şekersiz cola, kıpkırmızı cola, pembe cola, yeni çocukları, her renkten colalar....
Senin şu mizah anlayışında ben bir şey anlamadım, yaşım geldi bilmem kaça....( Kaça kaça, şu börek kaça, bu poğaça, o cola, arkadaki soda, kaça kaça tost çorba?...)
Depodaydın....Dondurulmuş poğaçaları topluyordun, birazdan yukarıya çıkacak, onları fırına atacak ve servise....Dondurulmuş tatlılar, onlar da sırası gelince sırayla sahneye çıkacaklar ve...
O boş anlarında, zamanı doldurmak için doluşuyorlardı içeriye ve tıkınıyorlardı ne bulurlarsa, maksat...
Şimdi sen depodasın, depoya konsantre ol! Dikkatini dağıtma, bol su aldın mı yanına, sonra çay ve kahve ve o tozlardan ve....Mesainin bitmesini mi bekliyorsun depo depo....
Bitiyor sende depo, sonra bir daha başlıyor aynı depo, durumları....
Duramıyorsun. Durunca kendinde yavaşlıyorsun. Yavaşlayınca yoruluyorsun. Yorulmamak için depoya iniyorsun, bu iniş çıkışlar seni canlandırıyor, bu canlı halinle....
Depoda karton koliler, dolu boş; düzlesene hepsini, düzleyip atsana çöpe!
1. Not: Bir an depo olduğunu düşünsene....Düşünüyor musun?...Tatlılar, poğaçalar, sular, colalar içinde, öyle dolusun ve hareketsiz ve...
2. Not:
Deponun kendisi
tek başına mizah
kendi yazıp kendi oynuyor
yine kendini
kendisine gülerek
hep bir doluluk depoda
insan olan anlamaz
insan depo olamaz.
Ş.Y.