Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Deprem 2: Ne olacak bu insanlar?

Deprem 2: Ne olacak bu insanlar?
 

Deprem oldu bitti; şimdilik 575 ölü, 2600’e yakın yaralı var. Ölenler artık toprağın altındalar. Ama yaşayanlar için hayat artık bir sorun. Doğu’nun iklimi Japonya’ya , Çin’e benzemez… Rüzgarlar ayaz estimi adamın kanını dondurur. O iklim şartlarında çadırlarında kışı geçirmek isteyenler zor geçirirler. Yarın bir gün kar yağmur bindirdiği zaman, o çadırların içinde oturulmaz hale gelir.

Onun için devletin akıllı adamlarının bir an önce geçerli, aklı başında çareler üretmeleri ve karda kışta o insanları, o mevsim koşullarından kurtarıp, memleketin muhtelif yerlerine dağıtmaları gerekir. Evleri sağlam olanlar için bir şey yok. Ama bir de sokakta kalanlar var. Bunların envanterleri sıkı bir biçimde çıkarılmalı. Yıkılan binalar hangileridir; kim, hangi binadan artakalmıştır; kim, şimdi nerede barınmaktadır? Bütün bunların envanteri tutulmalı… Devlet vatandaşlarına sahip çıkmalıdır.

Ondan sonra insanları bu kötü koşullardan, iklim şartlarından kurtarmak için çözüm üretmek aşaması gelir. Şimdi bütün memleketten bütün vatandaşlar, eski elbiselerini, eşyalarını torbalara koyup, iyilik olsun diye Van’a göndermektedirler… Oysa bu gariban insanların beklediği bir şey değildir... Onlar şu kışı nasıl geçiririm , sorusuna cevap bulma peşindedirler… Kar, kış, yağmur, çamur… Hep bu insanlar için. İnsanlar  zaten yeteri kadar perişan olmuşlar; onlara bir de insanların eski elbiselerini verip de, alay etmeyelim…Çünkü onlar da insan, onların da onurları var.

Devlet büyük düşünmeli. Bizim aklımıza gelen bazı çareler şöyle . Hele bir saymaya çalışalım, belki bazıları  size daha makul görünebilir.

1. Afetzedeleri, en kısa zamanda komşu illerin (ısıtılabilen) spor salonlarına kaydırmanın ve onların içindeki çadırlarda barındırmanın yolları aranmalıdır.

2. İlkokul çağındaki çocuklar, Devletin Yatılı Okullarında kontenjanlar yaratılarak, geçici bir süre olarak oralarda misafir edilmelidir. Bu çocuklara bakılmalı, sıcak bir kap yemek verilmeli. Devlet en kısa zamanda bunlara sahip çıkmalıdır.

3.Lise ve üniversite düzeyinde olan çocuklar büyük kentlerdeki üniversitelerde kontenjanlar yaratılarak, geçici bir süre buralarda misafir edilmeli, isterlerse derslere devam etmeleri de sağlanmalıdır.

4. Şimdi kış mevsimindeyiz. Güneydeki otellerin büyük bir kısmı boştur. Burada yüzlerce binlerce boş oda bulunabilir. Bu otel ve pansiyonlarla anlaşmaya varılarak belli bir tarihe kadar (yaza kadar) bu insanlardan isteyenlerin buralarda barınmaları sağlanmalıdır.

5. Felaketzede çocuklardan batıda geçici olarak yanına almak isteyen aileler soruşturulmalı; en kısa zaman içinde bu çocuklara “Barındırıcı Aile”ler temin edilmelidir.

6.Bütün okulların, resmi pansiyonların, resmi misafirhanelerin, sığınma evlerinin; yaşlılar yurtlarının vb. imkanları,  boş yerleri saptanarak, bazı ailelerin muhtelif şehirlerde hiç olmazsa yaza kadar  sıcak bir yerde barınmaları sağlanmalıdır.

7. Diğer şehirlerde evlerini bu insanlara kiralayacak olanların kira bedelleri devlet tarafından belli bir süre için karşılanmalıdır.

8. Yakın ülkelerden, örneğin Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs gibi ülkelerden gelecek misafir etme önerileri incelenmeli ve insanlarımızın bir bölümünün bu ülkelerde misafir olmalarının yolu açılmalıdır. Çünkü, sözgelimi, Kıbrıs’ta yedi  çok büyük üniversite vardır ve bu üniversitelerin kapasiteleri de hiçbir zaman dolmamaktadır. Bu kapasiteler bu öğrencilerce doldurulabilir. Bunun bedelinin bir bölümü devletçe  karşılanabilir.

9. Bu gençler için UNİCEF’den ve AB ülkelerinden bu çocukların bir bölümünün misafir edilmesi veya masraflarının karşılanması için yardım istenmelidir.

10.Çocukların, gençlerin eğitimleri çadırda bile olsa mutlaka sürdürülmelidir. Çünkü eğitimden daha önemli bir şey olamaz. Hiç ihmal edilmemelidir.

Bizim aklımıza gelenlerin bir bölümü bu kadar. Mutlaka bu konuları organize edecek bir masa oluşturulmalı; insanları bir an önce afet koşullarından uzaklaştırmanın yollarını aramalıdır.  

Bu arada her yandan akil insanların önerileri dinlenmeli. Çevre koşulları ve çevre illerin önerileri hesaba katılmalı. Bütün kuruluşların (Devlet Ve Özel Kesim) fedakarlık yapmaları için üzerlerine gidilmelidir; ısrarcı olunmalıdır.

Bazı insanlar için hayat zor; Van’da toprak altından çıkan insanlar için hayat daha zor.

Bütün ömrüm boyunca  40.000 kişinin öldüğü 1939 –Erzincan depreminde toprak altından kurtarılan  annem ve babamın acılarını dinleyerek büyüdüğüm için bu insanların çektiği ıstırapları anlayabiliyorum. Benim babamı, o felaketten sonra Elazığ’a tayin etmişler. Orada kendilerini bulmuşlar. Fakat yaşadıkları sürece o felaketi unutamadılar. Van’daki isteyen bazı memurları da geçici bir süre başka kentlere tayin etme, belki de  geçici bir çare olabilir.

Devlet hızla bu konular üzerinde düşünmeli, önerileri değerlendirmeli ve en kısa zamanda bu insanları Deprem’in etkilerinden kurtarmalıdır. Bu da ancak o insanların büyük çoğunluğunu o çevreden uzaklaştırmakla  olur. 

Hele düşünelim. Çareler tükenmez.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..