Deprem korkusu neyi değiştiriyor?

Medyada sıklıkla yer alan haberlerdendir depremler. Memleketin bir köşesinde en ufak bir artçı yaşandığında çıkan söylentiler havada gezmekte. Profesörler açıklamalara başlıyorlar, ana haberlerde deprem risk haritaları gösteriliyor. Sonuç olarak ne yapıldı derseniz, koca bir hiç! Türk milletinin genel adetidir; konu tartışılır, yapılması gerekenler aktarılır ama hiçbir şey yapılmaz. Gölcük depremi, Van depremi ve nicesi. Kriz boyutuna getiririz, günlerce tartışırız, sosyal medyada en çok konuşulan konu sıralamasında bir numara olur ama netice sıfır.

Bugünlerde de Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın Ege'de olası büyük bir deprem beklendiği fikri gündemde. Çeşitli söylentiler ortaya atılmakta, ama bunu söyleyen bir profesör olunca halkı korkuya sevketmekte. Peki profesörün amacı ne? Halkı korkutmak mı? Neden? Madem insanları düşünüyor, bu açıklamayı medyaya vermek ve halkta panik yaratmak yerine olayla ilgili kurumlara ulaşması daha doğru olur diye düşünmekteyim. Bir şey yapması gereken devlettir, kişiler tek başına yeterli olamaz. Bu bakımdan Türkiye'nin kanayan yarası olan depremler medyada halkı korkutmak için değil, somut adımlar atılması için var olmalıdırlar.