Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Deprem terörü

Bu köşe bir spor köşesi olsa da bugün paylaşmak istediklerim sadece spor değil özellikle son haftalarda devamlı acı haberlerle gündeme gelen ülke gerçeklerimiz üzerine.

Yazdıklarımın beğenmeme veya olumsuz konuşma merakı olarak algılanmasını asla istemem zira kendi ülkesi, insanı, dili, tarihi, kültürü veya alışkanlıklarından olur olmaz yerde şikayet edip tabiri caizse içinden çıktığı kabuğu beğenmeyen tavuklardan hiç haz etmem fakat mesnetsiz şikayetler ile gerçeklerden bahsetmek arasında da çok büyük bir fark var.

Batı dünyasının temelinde bireye verilen önem yatıyor, bizim önceliğimiz ise toplum. Bu yüzdendir ki batıdaki üniversitelerde büyük psikoloji fakülteleri bulunurken bizde bu dal hala sosyolojinin gölgesinden çıkamamış durumda. Aynı doğrultuda batılı insanlar toplumda rahat tavırlarıyla dikkat çekerken bizim hareketlerimiz daima “başkası ne der?” sorusu ile sınırlanmaktadır.

Bu durum aslında başlı başına bir sorun değil ama eğer toplum önceliği bireye hak ettiği değerin verilmesini engelliyor başka bir tabirle bireyi değersizleştiriyorsa o noktada sorunlar ortaya çıkıyor.

Ülke olarak maalesef ezelden beri teröre kurban veriyoruz. Sadece son 30 yılımızı kabusa çeviren PKK terörüne değil, trafik terörüne, deprem terörüne veya töre terörüne de kurbanlar veriyoruz. Her biri kendi içinde bir kıyamet olan bu acı olayların en az kendisi kadar yürek burkan bir diğer boyutu da aklıllara şu soruyu ve onun insanın kanını donduran yanıtını getirmeleri: “aynı zorluklarla karşılaşan başka toplumlar bu felaketleri daha az kayıpla atlatabiliyor mu, evet”

Toplumumuz herhangi bir zorluk karşısında en çabuk ve etkili şekilde biraraya gelme ve birbirine destek olma konusunda dünyadaki sayılı toplumlardan biri ve bu gerçekten gurur duyulacak bir özellik. Fakat ya bu zorlukların öncesi? Demek istediğim, müteahhitler malzemeden çalmasa, sakinler binaların kolonlarını kesmese, devlet kurumları tarafından yapılan denetimler sıklaştırılsa, teröristlerle mücadele daha etkili yürütülse,  trafikte kurallara uyulsa ve yetkili mercilerce riskli yollarda gerekli önlemler alınsa, töre cinayetlerinin üzerine gidilse, “beni öldürecekler diyen” kişiler daha iyi korunsa muhtemelen sonrasında  bir araya gelerek yaralarını sarmaya çalıştığımız faciaları daha en başından önlemiş olacağız.

Bazen kendimizi ve ülkemizi olduğumuzdan çok daha ilerde görebiliyoruz ve dilerim bu görüş en kısa zamanda gerçeğe dönüşür fakat yukarıda saydıklarımı alt alta koyup topladığımızda ortaya şu sonuç çıkıyor, her açıdan batı toplumlarının çok gerisindeyiz. Bu doğrultuda “gelişmekte olan ülke” de aslında “tam gelişmemiş ülke”nin kibarcası ve bunu bilip kabullenmek, sorunu ortadan kaldırılması için gerekli ilk adım.

Sonuçta bizi üzüntüye sevk eden olan doğal afet dahi olsa, bu olaya daha yakından bakıldığında tek suçlunun bizim dışımızda gelişen olaylar olmadığı anlaşılıyor. Bu nedenle yapmamız gereken her bir bireye verilen değeri arttırıp onu kaybetmemek adına gerekli tüm tedbirleri almak.

Umarım bir an evvel, gerek bireyler, gerek toplum, gerekse devlet olarak yaraları sarma aşamasından rasyonel tedbir alma aşamasına geçebilir ve bu afetleri en az kayıpla atlatabiliriz.     

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..