Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '08

 
Kategori
Güncel
 

Deprem yalaması olduk

Deprem yalaması olduk
 

Çocuklarımızın hayatı bizim elimizde


Bundan tam dokuz yıl önce, bir gece yarısı, dipten gelen korkunç bir uğuldama, arkasından 45 saniye süren büyük bir gürültü ve bir ölüm sessizliği.

Yerle bir olan, yıkılarak enkaz haline gelen binalar, yollar…

Ve toprağa gömdüğümüz binlerce can, çoluk, çocuk, gençler, anneler, babalar… kulaklarımızdaki feryatlar, çığlıklar, ağıtlar.

17 Ağustos 1999, Marmara Depremi ile yüzyılın felaketini yaşadık.

Deprem kuşağında, fay hatlarının üzerinde oturduğumuzu bile bile deprem felaketinin korkunçluğunu hep görmezden geldik, hep beynimizin arkasına iteledik…sanki bir daha deprem yaşamayacakmışız gibi.

Halen değişen bir şey yok. Bir musibet bize ne kadar ders oldu?

Geçen dokuz yıl içerisinde ne kadar yol aldık? Deprem felaketi bizi ne kadar bilinçlendirdi ?

Bilinçlenmek bir yana, “deprem yalaması” olduk.

Öyle ki; uzmanlar bangır bangır bağırıyor “yakın zamanda Marmara Depreminden daha büyük şiddette bir deprem kaçınılmazdır” diyorlar ama biz nerede ise “deprem kaderdir” diyebilecek kadar duyarlılığımızı yitirdik.

Marmara Deprem’inden sonra, ne kadar büyük bir felaket olduğunu bile bile, dünyada yaşanan her büyük depremin arkasına, birkaç gün “deprem geyiği” yapıyor sonra yine susuyoruz.

İstanbul’da deprem olacakmış, en az 100 bin kişi ölecekmiş, Türkiye ekonomisi yok olacakmış…3 gün konuşuruz, sorgulamaz, önlem almaz, hayatımıza hiç deprem felaketi yaşamamışçasına devam ederiz. Bir tane deprem çantası hazırladık mı yeterlidir sanırız.

Elbette biz kendimizi deprem konusunda bilinçlendireceğiz ama asıl önlemi alacak olanlar, bu konuda yetkililer. Bu dokuz yılda neler yapıldı? Devlet olarak, belediyeler olarak, vatandaşlar olarak neler yapılıyor? Sizin bir bilginiz var mı ? Benim yok açıkçası.

Sadece bol bol üretilen deprem senaryolarını izliyoruz. Sadece felaket tellallığı yapıyoruz. Habire "deprem ne zaman?, bunun merakındayız..."Deprem az sonra, deprem bu gece, deprem yarın".

Keşke bizim de hayvanlar gibi hislerimiz gelişmiş olsaydı. O zaman yaşanacak bir felaketi önceden hissedip, o bölgeden uzaklaşma imkanımız olabilirdi.

Maalesef keşkelerle olası deprem felaketi için önlem alınamaz.

Yine deprem olacak, yine ateş düştüğü yeri yakacak, bu musibetin bin nasihat yerine bile geçmediğini belki de yüzbinlerce canı yine toprağa gömerek öğreneceğiz.

Belki annemiz, babamız, belki kardeşimiz ve çocuklarımız.

Yine yitireceğiz. Yine feryatlar, çığlıklar, ağıtlar birbirine karışacak…

Biz yine sadece seyredeceğiz.

17 Ağustos depreminde yitirdiğimiz tüm canlarımızı böyle andığımız gibi sadece anımsayacağız , “Allah bize bu günleri bir daha göstermesin” diyeceğiz.

Hepsi bu kadar…

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..