Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '06

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Deprem yıkmadan biz yıkalım

Geçtiğimiz hafta Marmara’da iki hafif deprem olunca İstanbul için deprem senaryoları yine gündeme geldi. 1999 yılında 17 Ağustos ve 12 Kasım sonrası verilen sözler unutuldu, deprem için alınması gereken önlemler için o yılların heyecanı kalmadı. Bu ilgisizlik yalnızca yetkililerde değil, toplumun her kesimi duyarsız oldu. Oysa büyük depremin ilk yıldönümünde uyanıktık. O günlerde gidenlerin hüznü daha tazeydi ve o duygusallıkla yazıyordum:

17 Ağustos 1999 03:02
u-
nut-
mu-
yo-
ruz

16 - 17 Ağustos'u Bağlayan Gece Uyanığız

16 Ağustos'u 17 Ağustos'a bağlayan gece uyumuyoruz. Pencerelerimizde, balkonlarımızda mumlar yakıyoruz. Gece 03:02'de, bir yıl önce 40.000 kişiye veda ettiğimiz o dakikada uyuyanları uyandırıyoruz.

O dakikada kimlerin uykuda olacağını biliyoruz:

- O çürük binaları yapan müteahhitler
- O çürük binalara teknik sorumlu olarak onay veren mühendisler, mimarlar
- O çürük binalara oturma izni veren yöneticiler
- Oy uğruna imar afları çıkartan politikacılar
- Deprem gerçeğini anlamak için bu kadar geç kalan yetkililer

Deprem gelecek, bu doğanın gerçeği, işte bu depremde uyanık olmak için, yeni canlar gitmesin diye o gece saat 03:02'de biz uyanık olacağız. Uyuyanları da uyandıracağız.

Yıkılma Olasılığı Olan Binaları Şimdi Biz Yıkalım

Deprem gerçeğiyle yaşamak zorundayız. Bu gece sabaha karşı yeni bir deprem olmayacağını kim garanti edebilir.

Deprem gerçeğiyle yaşamak zorundayız ancak önlemlerini alarak yeni depremi bekleyelim.

Deprem bölgelerinde depreme dayanacağı konusunda şüphe olan tüm binalar için yıkılma kararı verilsin. Evleri yıktırılan bu insanlar için çadır kentler kuralım , prefabrik konutları şimdi yapalım. Bunu, "Gelecek depremde insanlarımız ölmesin" diye yapalım. O zaman ailelerinden birkaç eksikle o çadır kentlerde, prefabrik evlerde oturacaklarına, şimdi eksiksiz otursunlar.

Yetkililere çağrımız var: Yıkılma olasılığı olan binalar için hemen şimdi yıkılma kararı verin ve hemen bu binaları yıkın. Siz yıkarken içinde insanlar olmayacak. Oysa deprem acımasız.

Umutsuzluk

Bu gece saat üçü iki dakika geçe veya yarın akşam ondokuzda bir deprem olsa geçen yıldan farklı ne olacak.

- Binalar yıkılacak sıra sıra... Geçen yılın binasıyla bu yılın binası arasında ne fark varki...
- Gideceğiz, birer birer değil, topluca... Canlar gidecek geçen yıldan sağ kalanlardan...
- Geçen yıl saymayı becerememiştik... Yine sayamayacağız giden canlarımızı... Ya da saymayacağız...
- Televizyonlar çok rating yapmıştı... Televizyonlar daha çok rating yapacak...

İnsanlar yine umutsuz...

Umut

Bu gece saat üçü iki dakika geçe veya yarın akşam ondokuzda bir deprem olsa geçen yıldan farklı ne olacak.

- Gençler koşacak, koşacak, koşacak, daha çok koşacak...
- Dünya koşacak...
- Sivil toplum daha bir uyanık olacak...
- Daha çok can kurtulacak...
- Yardımlar kamyonlar dolusu...

İçimizde daha çok umut...

Ankara, 14 Ağustos 2000

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..