Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Depremin vurduğu Van'da başka Deniz'ler ölmesin

Depremin vurduğu Van'da başka Deniz'ler ölmesin
 

Yaşamak mı kolay, ölmek mi?

Bu soruya verilecek cevap karşıdakini tatmin edebilir mi?

Yaşamak kolay desen, karşındaki; baksana insanlara,  eften büften bahanelerle ölüyorlar der gibi gözlerinin içine bakıyor…

Kazanın her türü insanı öldürmeye yetiyor! En küçük bir tabi afet, küçücük bir tartışma, küçücük bir şaka bile insanların ölmesine yetiyor.

Ölmek kolay desen, bu kez karşındaki, o zaman niye hastaneleri dolduruyorsunuz diye bir soru yöneltebilir. Cevap olarak yaşamak için mücadele etmek gerekir desende, fazla ikna edemezsin karşındakini…

Çünkü o insanların ne kadar basit öldüğünün tanığıdır!

O Azrail’dir…

Ülke insanı terörden, tabi afetten, trafik kazasından, aşiret hesaplaşmasından, yoksulluktan o kadar basit hayatını kaybediyor ki; Azrail’de buna yardımcı oluyor.

İşte Van gerçeği…

Karakışın ortasında yaşadığı bir deprem olayı nedeniyle halk ser sefil oldu. 

Van gerçekte görünmese de fillerin tepinme alanına döndü!

Van; cemaatle, terör örgütünün savaş alanına gibi... Gelen yardımların dağıtımını üstlenen iki kesim, hep kendi yandaşlarını kollarken, arada halk kaynayıp gidiyor.

Fillerin tepinmesini seyreden halk, depremden sağ çıkmanın mutluluğunu yaşayamıyor. Karakış’ın vurduğu bölgede, insanlar, çocuklar derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Bu arada soğuğa yenik düşünlerde olmuyor değil.

Yani depremin yapamadığını karakış yapıyor. Bizi yönetenler, bölgeye taşınıp(!) halka dayanın dese de, maalesef karakış ve soğuk halkın dayanma gücünü kırıyor.

En son örnek, depremzedelerin naylonla desteklediği çadırında, Olgun Ailesinin 6 yaşındaki kızları Deniz Olgun soğuktan donarak yaşamını yitirdi.

Bundan birkaç gün öncede, Bitlis’in Adilcevaz ilçesindeki çadırda üşümemek için soba yakan bir ailenin iki çocuğu, sızan gazdan zehirlenerek ölmüştü!

İşte yaşamak bunun için zor…

Ölmek her zaman daha kolay görünüyor…

İnsanlar yaşamak için hastaneleri doldursalar da, yaşamları hastane personelinin elinde…

Birde insanları öldüren yoksulluk var.

Ülkemizde 9.5 milyon Yeşil Kartlı var. Bu Yeşil Kartlıların aşağı yukarı 5 milyonu yılbaşında yürürlüğe girecek “Bireysel Sağlık Sigortası” kapsamında, kartlarını kaybedecekler.

İktidar son bir hamle ile ülkedeki yoksulluk sınırını 279 liraya indirip, ülke insanını zenginleştirdi(!)

Zenginleşen ülkemiz, göklerde uçarken, bir yandan da sosyal devlet olmayı unuttuk. Sosyal Güvenlik Kurumunu, sosyal devlet olmanın gereği olarak destekleyen devletimiz, ülkeyi yönetenler aracılığıyla bu destekten hep yakındı.

Ancak Türk Hava Yolları’nın zararını görev zararı kapsamına alıp, kötü yönetimden dolayı yaşanan zararı karşılamakta bir sakınca görmedi.

Türk Hava Yolları 2011 yılının ilk dokuz ayında 467 milyon lira zarar etmiş. Rakip özel firmalar karlarını katlarken, THY’nın zarar etmesi neyin göstergesi?

İnsan yaşamını aylık 279 liraya mahkûm eden zihniyetin, serbest piyasa ekonomisinde, elde kalan bir kamu kurumunun 9 ayda ettiği 467 milyon lira zararı karşılamakta hiç mırın kırın etmiyor.

Ölmek ve yaşamak arasındaki ince çizgiden girdik. Bunu en güzel şekilde yaşayan Van halkı, halen koordinesizliğin, gelen yardımların doğru düzgün dağıtılamamasından şikâyetçi!

Daha nereye kadar dayanabilirler?

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..