Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '09

 
Kategori
Dostluk
 

Depresyondayım

Depresyondayım
 

Kaldırımdan inip birkaç adım geri attıktan sonra sokağın tam ortasında ellerimi ağzıma götürdüm ve apartmanın üst katlarına doğru seslendim:

-Halide... Halide...

Birkaç kez daha seslendikten sonra, duymayacağını anladım. "Geleceğimi biliyordu, neden duymuyor acaba?"diye kendi kendime sordum. Sonra diğer zillerden birine basmaya karar verdim. En alttaki zile bastım. Biraz bekledim, bir diğerine bastım. Birinin seslendiğini duydum.

-Kim o ?

-Ben Halide’ye geldim. Kapı açıldı. Asansöre girdim 4. katın düğmesine bastım. Çok merak ediyordum ne olduğunu; Halide arayıp “Bitti, bende bittim. Depresyondayım, ” dediğinde yüreğim cız etmişti. Anlamıştım ne olduğunu.
Kapının önünde durdum. Tekrar bastım zile ses yok, kapı tokmağına vurdum. İçeriden ayak seslerini duydum. Kapı açıldığında yüzünde bir gülümseme ile:

-Canım hoş geldin, dedi. Yüzü sapsarıydı, göz altları morarmış, gözleri şişmiş, saçları dağınıktı, kötü görünüyordu. Salona doğru ilerledik içerisi çok kötü sigara kokuyordu.

-Sen otur canım çay getireceğim dedi. Çayı getirdi. Gözleri kıpkırmızıydı. Yüzünde kızgınlık vardı. Gözlerini sabit bir noktaya dikmiş.

-Aptalım ben aptal. Sezgilerim hep söyledi. Ben kabul etmek istemedim. Onun ne kadar sığ, basit, menfaatçi olduğunu görmek istemedim. Artık bıktım kuyruğu dik tutacağım diye uğraşmaktan. Depresyondayım, diplerdeyim işte.

-İnanamıyorum sana sende insanmışsın. Senin bir gün böyle kendini salmış ağlarken göreceğim hiç aklıma gelmezdi.

-Ağlayacağım işte yarında huni takıp dolaşacağım kapının önünde. Belki o zaman inanırsınız delirdiğime.

-İnanmam, senin depresyonda olma lüksün yok tıpkı benim gibi.

-Gireceğim işte depresyona, hatta gireceğim hiç çıkmayacağım.

-Ben girmene izin vermem, madem istiyorsun bugün gir depresyona tamam birlikte dibe vuralım.

-Ben zaten Vasfiye gibi olacağım, bencil, pervasız, görgüsüz, dünyada kendinden başka kimseyi düşünmeyen biri olacağım.

-Tamam ol Vasfiye gibi ol. Ama madem onun felsefesini benimsedin. O her şeyiyle bir bütün. İlk baştan kılık kıyafetini düzeltmen lazım. Şöyle en minisinden etek giyeceksin.

-Yok olmaz mini giymesem, sonra bana derler.

-İşte olamazsın sen sensin istesen de başka şey olamazsın. Hadi çıkalım bu bunalım havasından sana ne iyi gelir biliyorum ben. Kızları da çağıracağım acil kanki gecesi yapmalıyız.

-Canımsınız ya… Şu an benim sahip olduğum şeye insanlar milyonlar verseler sahip olamazlar. Şimdi siz beni depresyondan çıkarmak için mi buradasınız?

-Terapi faturamızı bilahare halledersin. Saat 23.00 ‘e kadar çıkman lazım depresyondan eve dönmeliyim.

-Şimdi biri görse şaşırır bu kadın neler atlattı. Hiçbir şey olmadı şimdi neden delirdi derler.

-Ama canım O senin yüreğinde yer etmişti. Bir insan yüreğinde ne kadar çok yer kaplarsa gittiğinde canın o kadar çok yanar. O kadar paylaşmışlık var. Sevgi var. Kolay değil ama Allah kimseye kaldıramayacağı yük yüklemezmiş.

- Aslında neyi anladım biliyor musunuz? Onunlayken ne kadar mutsuzum desem de aslında onun olması bile beni mutlu ediyormuş. Bu benim canımı acıtıyor. Bu kadar zaman içerisinde onu ne kadar kötülesem de , bana yaptıkları yüzünden nefret etsem de şu an hissettiklerim de neyin nesi anlam veremiyorum.

-Artık yoruldun bence, bütün savunma mekanizmalarını uzun süredir kullanıyorsun. Bu ilişkiyi sen taşıyordun sürekli. Sana yaptıkları da yenilir yutulur şeyler değildi. Sana söylediği yalanları düşün. Erkek çamurdan yaratılmış işte bir kadın asla yetmiyor.

-Biliyordum biteceğini yürümeyeceğini, neden dağıldım bilmiyorum. Aslında uzun bir süredir hazırladım kendimi, her gün bugün bitti dedim. Tamam bitti dedim. Ama şimdi bitince anlıyorum ki bitmesine hiç hazır değilmişim.

-Sen bitirmedin canım, o bitirdi. Bunu da senin en zayıf anını kollayarak yaptı. Adam arızalı senin terk etmeni kaldıramazdı. En doğrusu bu bence sen bitiremezdin zaten sen çok iyisin. Hep vicdanın sızlardı, acırdın, üzülürdün. Bence için rahat olmalı.

-Şu an hafiflemiş hissediyorum. Sırtımdaki yükü atmış gibiyim. Bu arada çok güzel şeyler oluyor hayatımda. Sanki herkes beni mutlu etmeye çalışıyor. Kozmoz benim için çalışıyor. Uzun süredir görüşmeleri devam eden artık ümidimi kestiğim bir iş vardı. İhaleyi bizim firmaya vermişler. İyi bir tatili hak ettim. Şimdi nerede yaz mevsimidir? Kanarya Adaları’nda yazdır şimdi.

-Ne çabuk atlattın depresyonu? Olmaz hemen atlatamazsın. Depresyondan çıkma programını tamamlamadan çıkamazsın.

-Evet daha programda sinema, sauna, hamam, cilt bakımı, alışveriş seanslarımız vardı.

-Sizce oda beni sevdi mi? Birazcıkta olsa sevdi mi?

-Sevdi ama onun sevgisi de kendine göreydi. Sadece kendini düşünen bencil bir sevgiydi. -Çok mutlu oldum ben onunla çok ta mutsuz ama her şeye değerdi yaşadıklarımız.

Kıssadan Hisse:

Depresyonda olun ne olursanız olun. Bunları paylaşacak, sizinle üzülecek. Hiçbir şey söylemeseler de sadece yanınızda olmaları bile yeten arkadaşlarınız varsa hiçbir şeyden korkmayın hepsini atlatırsınız. Gerçek dostluk kolay bulunan bir şey değil. Çok emek isteyen bir şeydir. Gerçek dost sadece kötü günde değil,
iyi günde de yanında olmaktır. Seninle mutluluğu ve hüznü paylaşan kişidir. Bunu da yaparken farkında olmadan yapar. Kör gözüne parmağım misali yapmaz. Dostuna bir şey söylemesen de o seni anlar. Gözlerindeki hüznü görür. Sen bir şey anlatmasan da ne olduğunu bilmese de seninle paylaşır. Bunun bir tehlikeli yanı da var. Bu kadar sevdiğin yüreğini açtığın biri seni hayal kırıklığına uğrattığında çok canın yanabilir. Ama ne olursa olsun arkadaşlığa ve dostluğa yüreğimiz hep açık olmalı. Onlar olmadan hayat yeterince güzel değil.

 
Toplam blog
: 72
: 3894
Kayıt tarihi
: 20.09.09
 
 

Evli bir çocuk annesiyim. Eğitim alanında çalışıyorum. Felsefe, sosyoloji, edebiyat alannda atöly..