Derbi maçları dostluk kazanır mı?

İstanbul derbilerinin heyecanı dünya çapında yankı uyandırırken dostluk adına manzaralara pek az rastlıyoruz. Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi de bu anlamda ne ilk ne de son derbi olacak. İki takım için de önemli bir maç. Kalecileri, birbirlerinden tranfer ettikleri oyuncuları, teknik direktörleri ve taraftarları sıcak saatler bekliyor.

Beşiktaş kalecisi Runje deyim yerinde ise "topun ağzında", Fenerbahçe'li Volkan ise Rüştü'nün yokluğunda güven vermiyor. İtalya milli maçında yediği golü halı sahalarda ancak görürsünüz. Tümer ve Nobre ise ayrı bir hikaye. Türkiye kupası finalinde iki gol ve bir asistle fenerbahçe'nin elinden adeta kupayı alan Tümer, kaptanlığını yaptığı eski takımına karşı ne yapacak? Lorke lorke şarkısını Nobre Nobre'ye çevirten adam ise farklı bir forma ile ilk kez Kadıköy'de.

Zico için liderliğin verdiği puan farkı avantaj ama yeterli değil. Takım hala oyun olarak oturmuş değil. Bireysel yetenekler saman alevi misali bugüne kadar yanıp söndü, o kadar. Peşpeşe oynanacak derbi maçlar onunda koltuğunun kaderini belirleyecek. Tigana ise hayli tedirgin olsa gerek. Ağzında kürdanı ile sevimsiz görüntüler veren Fransız patron camiadaki desteğini de kaybetmek üzere. Fenerbahçe maçı onun için bir kurtuluş olabilir. taraftarlar açısından hayli heyecanlı ve zorlu bir maç olacak. Beşiktaş'lı taraftarın topluca stada girişi yasaklandı. İDO ek seferlerle Kadıköy'e siyah-beyaz taraftarı taşıyacak.

Sonucu önceden kestirmek güç olsa da, üç sonucunda normal sayılabileceği bir maç olsa da, tüm dünyaya örnek bir tavır göstermek açısından dostluğun ön plana çıkarılması çok mu zor acaba? Beşiktaş'lılar Kadıköy'e, Fenerbahçe'liler Kabataş'a rahat rahat gelseler, hiçbir özel güvenlik tedbirine gerek olmadan stadda yerlerini alsalar, hatta karışık oturabilseler, takımlar kolkola sahaya çıksalar fena mı olur? Kora kor mücadelenin ateşi sahalardan evlerimize yayıldığında, 90+3'de gelen golle bir taraf galip geldiğinde bile kolkola staddan ayrılmayı başarmak çok mu güç?

Bana hayalperest veya "bu adam kafayı yemiş" diyenler olacaktır. Önlerinde saygı ile eğiliyorum. Ben demeyenler tarafındayım. Bir Fenerbahçe'li olarak bu "hasret" hepimizin olmalı, bu fikre sıkı sıkı sarılmalıyız. Fair play ya da dostluk, adı ne olursa olsun bu dünyayı güzellik kurtaracak...