Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '09

 
Kategori
Spor
 

Derbinin anahtarını taşıyan Adamlar!

Derbinin anahtarını taşıyan Adamlar!
 

Fenerbahçe - Galatasaray derbisinin 100. yılının son maçına iki tam gün kala her iki takım da Avrupa'daki maçlarını birbirlerine mesaj gönderircesine oynadılar, kazandılar.

Galatasaray'dan herkes farklı bir galibiyet bekliyordu; çünkü sezon başından beri rakiplerinin bütün dengesini alt üst eden dinamik bir hücum futbolu oynuyor. Bu dinamik futbolun merkezi Galatasaray'ın sağ kanadı ve kuşkusuz Keita. Fenerbahçe'nin sağ kanadında da Keita benzeri bir adam olsaydı kuşkusuz Bükreş'ten de çok daha farklı bir skor çıkabilirdi.

Derbinin kilidi Galatasaray'ın sağ kanadında kimsenin akıl sır erdiremediği, durduramadığı ve bir türlü önle alamadığı Keita olacaktır.

Neden?

Fenerbahçe'nin sol kanadında büyük bir sorun var. Bu o bölgede oynayan futbolcuların bir kaç senedir teknik direktörlerinin elinde dejenere edilmesinden kaynaklanıyor. Fenerbahçe'nin bu kanattaki tüm isimleri hücumu düşünen, ileri gitmeyi arzulayan, sert şutlar çekerek rakip kaleyi zorlayan ayaklar.

Dos Santos Brezilya milli takımında defansın solunda oynarken, Fenerbahçe'de şu an ne yaptığı belli değil. Çünkü sezonun hemen başında attığı goller onu bir anda orta sahanın hücuma dönük bir elemanı haline getirdi. Carlos hem yaşlandı, hem aklı başka yerde hem de Santos benzeri top oynamak istiyor. Gidiyor, geri gelmiyor. Üstelik artık çok da ağırlaştı. Örneğin bir Keita - Carlos eşleşmesinde Carlos hayatının en zor maçlarından birini yaşayabilir. Vederson son bir kaç maçtır bu bölgede çok iyi maçlar çıkarıyor ancak o da Keita'nın tam istediği oyucu, çünkü çok yavaş. Keita, sol kanatta oynuyor ve karşısında Gökhan Gönül oynuyor olsaydı, maçın en etkisiz adamı olurdu. Ancak şimdi durum çok farklı. Bana "sola kimi koyarsın?" diye sorsalar ve benim yazdığım ismi direkt oynatacak olsalar çok zorlanırdım buraya isim yazmada ve belki de bu maçlık "Gökhan Gönül solda oynasın!" bile diyebilirdim.

Peki Galatasaray'ın sağ kanadı maça damgasını vurabilir mi?

Pazar günü Ali Sami Yen'de Trabzonspor karşısında "Keita merkezli Galatasaray'ın dinamik futbolununun" devamlılık gösteremediğini gördük. Üstelik bu maçın yarısından fazla bir zaman dilimini kapladı. Yani Galatasaray oyuna çok hızlı başlıyor sonra bu ilk yarının sonlarına doğru düşüyor, ikinci yarının ya başında ya ortalarında yine hızlanıyor, sonra yine yavaşlıyor. Galatasaray'ın en büyük sıkıntısının orta sahanın merkezinde oynayan futbolcuların (Ayhan - Mustafa Sarp - Barış M.Topal) üzerine binen inanılmaz yük olduğunu yazıyoruz sürekli. Galatasaray ısrarla bu bölgede iki oyuncu tutuyor. Bu iki oyuncu da maçı tamamlayamıyor.

İşte Fenerbahçe'nin devreye girip Galatasaray'ın Keita silahını kullanmasına izin vermeyeceği hamle üstünlüğünü ele alma yeri burası. Fenerbahçe'nin bu bölgedeki silahı, belki de şu an Türkiye'de yerini en iyi dolduran oyuncu Emre. Emre Bükreş'te inanılmaz oynadı. Emre bu bölgeyi kontrol altına alıp, Galatasaray'ın göbeğini etkisizleştirirse bu sefer Fenerbahçe'nin etkili oyuncuları hatta oynarsa Güiza, Alex ve tabii ki Kazım çok büyük açıklar veren Galatasaray defansı ile karşı karşıya kalabilecektir. Bu durumda ister istemez Keita geri gelmek ve savunmaya yardım etmek zorunda kalacaktır.

Dün bükreş karşısında izlediğimiz Fenerbahçe defansı da çok ciddi açıklar veriyor. Fenerbahçe'nin ailece ileri çıktığı bir duran top organizasyonu Baros-Keita ikilisinin hızlı hücumlarına dönüşebilir.

Ayrıca Fenerbahçe bu maçı Galatasaray'ın hücum yapmasına izin verecek şekilde izlerse yukarıda da yazdığım gibi, Galatasaray'ın kolay adam eksilten adamları Keita ve Arda maçın kaderini değiştirebilir.

Fenerbahçe'nin az çok nasıl oynayacağını kestirmek mümkün. Oturmuş bir sistemi var. Bükreş maçında da izlediğimiz gibi bu sistem pasa dayalı, bir anda ters kanada dönerek boş alan yaratıp hücum etme, araya atılan topları takip edip, derinlemesine paslarla rakibi yakalamak üzerine kurulmuş bir oyun oynuyor Fenerbahçe. Geçen seneden farkı iyi bir yedek kadrosu da var. 55 bin kişilik atmosferde eğer taraftarını arkasına alabilecek şekilde baskılı bir oyun oynarsa bu Galatasaray'ın bilmediği ve onu felç edici bir taktiğe dönüşebilir.

Benim gördüğüm Fenerbahçe takım oyunu, Galatasaray eskiye göre bireysel becerileri üst düzeyde olan futbolcularına göre oynuyor. Fenerbahçe tesadüfen gol atmıyor. Hemen bütün atakları ve golleri belli bir kurgunun sonucu ortaya çıkıyor. Galatasaray ise o beceri dolu ayaklar gününde olmazsa vay haline şekline dönüyor.

Evet... Keita ve Emre. Bu iki oyuncu maçın kilidinin anahtarlarını ceplerinde taşıyorlar. Bakalım kim kilide ulaşıp onu açacak?

Psikolojik üstünlük ve gelenek Fenerbahçe diyor. Galatasaray Fenerbahçe'yi dokuz senedir Kadıköy'de yenemiyor. Kendi sahasında da ara sıra yenebiliyor. Üstelik dokuz sene önce kazandığı son maç öncesinde de altı senedir ligde Fenerbahçe'yi Kadıköy'de yenemiyordu. Bütün bunlar Fenerbahçe kazanır diyor.

Ama bize okullarda öğretilen istatistik matematiği artık Galatasaray'ın kazanması gerektiğini söylüyor.

Gelenek mi istatistik mi?

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..