Derin derin susmak da çok güzeldir

Bazen ailenin içinde derin derin susmak da çok güzeldir; hüzün solunda, umut sağında, mutluluk tam karşında.

Ben düşerim o anlardan birinde Karadeniz'e, çırpınırım suyumda, dalgalı daha dalgalı; babam tutar ellerimden kollarımdan, düşüncelerimden çeker alır aydınlığa, bol güneşli yarınlara.

Ah canım teyzemle, Düdümle oturmuşuz yerde; canım teyzem, güzel anne şarkılar söyler ve ortada, sahnede iki harika çocuk oynar bizim alkışlarımızla.
Derin derin bakmak onlara ne güzel!

Ordu'dan İstanbul'a annemin sesini konuk ediyoruz bize, muhabbetimize; çocukların sesini duyuyorum diyordu annem, babanın sesini, güzel günlerin, daha güzel günlerin hissiyle candan öpüyorum oğlum hepinizi.
Derin derin ağlamak ne harika!

İbrahim Osman kucağında, 10. kattan uzaklara bakıyorsun, bakıyorsunuz aşağılara, yukarılardan yarınlara; ne çok güneş var önünüzde, ne çok yağmur, alkış var önünüzde, umut; İbrahim Osman'a daha bir sıkı sarılıyorsun, gülüyor.
Derin derin gülelim, hep gülelim çocuk!

Ahali tv.de dizi izlerken tatlı tatlı gülüşlerde, sen dayınla tavla oynuyorsun. 6-1 ve 5-4 yeniyor seni dayın. Hüzünleniyorsun bir an, sadece o an. Sen yenilmeyi sevmezsin, diyor dayın. Severim diyorsun, yenen sen olduktan sonra dayım.
İnsan sevdiklerine yenilirken kazanandır aslında.

Elif Naz kanguru takliti yaparken, dört dönerken İbrahim Osman sahnede, çekimdesin, kayıtta; mutluluğu anneannenle paylaşansın, bugünde olmayanları anneannen sayesinde dünden çekip diri diri seslendirensin.
Derin derin susmak acıdır ölüm anında.

1. Not: Yunus balığı bir senin kucağında, bir Aşk'ın; yunus bir Elif Naz'da, bir İbrahim Osman'da; deniz, deniz hepinizde, mutluluk ve aile dolusu umut yüreklerde.

2. Not: Derin derin susmayı senden öğrendim baba. Derin derin ağlamayı anne, bana öğreten sendin. Ve şimdi karşımda dünya tatlısı iki çocuk baba ve anne, iki çocuk derin derin susuştaki o güzelliği haykırıyor.

Derin derin susmak da çok güzeldir!