- Kategori
- Gündelik Yaşam
Derin devlet
Derin Devlet var mı yok mu?
Siyasetçisinden sanatçasına, esnafından memuruna kadar şimdi herkes bunu tartışıyor.
Derin Devlet var mı?
Ne kadar derin?
İşsizlik, geçim derdi unutuldu. Sokaklar artık herkesi ürkütüyor. Gasp, tecavüz rutin haber haline geldi. Bunları konuşan düşünen yok artık. Varsa yoksa Derin Devlet!
Gözümüzü kapatıp şöyle bir düşünelim:
Bir kamyonla bir otomobilin çarpışması, devletin aradığı bir kaçak ile devletin milletvekili ve devletin emniyet müdürünün yan yana oturabildiğini gözümüze sokuyor.
Baklava çalan dört çocuğa 9 yıl, çoluk çocuğun gittiği işyerini bombalayana ise10 ay hapis cezası vermeye ‘Adalet’ diyoruz.
Yıkanmak, rahatlamak için gidilmesi gereken ‘sauna’dan inanılmaz karışık ilişkiler çıkabiliyor.
Yasadışı işlere karıştığı devlet tarafından da belgelenen ve cezaevine konulan kişiye, devletin müdürü, çıktığı televizyon programından selam gönderebiliyor, yanaklarından öpebiliyor.
Gazeteciyi öldüren bir katilin eline Türk bayrağını tutuşturarak ‘kahraman’ pozları çektirebiliyoruz. Ve bu fotoğrafların çekildiği çay ocağında, devletin emniyet müdürü ile devletin savcısı bulunabiliyor.
Her türlü yolsuzluğun-kaçakçılığın ardından devletin müdürünün-bürokratının ve siyasetçisinin çıkması artık olağan bir hal aldı.
Nobel edebiyat ödülünü kazanan yazarımız, can güvenliğinden endişe ettiği için bir başka devlete kaçmak zorunda hissedebiliyor kendisini.
Ve bu tür derin ilişkilerin örneklerini sayfalarca uzatabileceğimiz bir devlette, Derin Devlet var mı yok mu diye tartışıp duruyoruz.