Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '08

 
Kategori
Bilim
 

Derinden fırlayarak yaşayın

Hayatın değişken bir dokusu vardır. İpekimsi olduğunda kuş tüyü yastık kadar hafif yaşarsınız. Hedeflerinizin önündeki engellerdir biraz da hayatı zorlaştıran.
Bazen sabrı dokur yüreğiniz, siz uyurken . Ama kimse bilmez ki; keder bile sizi pusuda bekliyor da olabilir.

Sizse, okyanuslara açılmış, derin derin gidiyorsunuz.

Sabırdan yelken açmış gibisiniz.

Yürümekle bitmeyecek yollar vardır, koşmak ister zaman zaman.

Koşmak da yetmez, rüzgar olmak gerek bazen...

Engelleri atlayarak, yükseklere tırmanarak ya da gizlice, yerlerde sürünerek geçmek lazım.

Yankısyla, sevgiyi körüklemek lazım. Acıyı yudumlasanız da ekşitmeyin yüzünüzü.

Şehre yağan yağmurun değil, ormana yağan yağmurun kokusunu almış kadar haz duyun.

Çalınan sevinçleriniz yanında, çalınan gözyaşlarınızı da geri alın.
İçinizden geldiği gibi, kör kuyulardan fırlayın dışarı.

Ne zamansız sevgilerden , ne de vicdansız yüreklerden, yaralanmayın...
Hayatın en soğuk yanında, içinizdeki ısıyı koruyun.
Ya da, bir dostun yüreğindeki şömineye sığının.

Kendinize düşürmeyin gölgelerinizi ve gözlerinizden saklamayın kendinizi.

Biriken öfkeler var, paylaşılmayı bekleyen güzel bir şarap kıvamında;

Gir içeri, çalmadan, sana “hoşgeldin” diyecek biri varsa eğer;
Yasadıkça ve paylaştıkça çoğaldığını göreceksin hayatı.

Rüyalara devam etmek kolay, kabustan kurtulmak zor olsa da;
Doğrularınızla, yanlışlarınızla kendinizi sevin.
Zaferleriniz de olacak, yenilgileriniz de, pişmanlıklarınızla, hatalarınızla ve de sevaplarınızla sevin kendinizi.
Hayatın pençesinde savrulmaktan yorulmuş, talan olmuş yüreğinizle bile kaderi dahi yenebiliyorsanız,

Veya onu yenmeye hazırsanız;

Sizinle birlikte ağlayan ve sizinle birlikte gülen o duvarlara, güzel bir resim yapın.
Hayatın içinde, hayat kadar acımasız bir resmin gülen yüzünü yaratın.

Sonra da cezveyi ocağın küçük gözüne koyun,
Bir kaşık Mehmet Efendi ve bırakın öylece karıştırmadan pişsin...
Fincanı hazırlayın ve kaçıp sığınmak istediğiniz ilk köşeye doğru yol alın.

Her yudumda, hayatın bir notası var sanki.

Her yudumda, dilinizin ucunda bir melodi..

Ve her yudumda, bir türlü kucaklayamadığınız, bir türlü bakmaya doyamadığınız o gökyüzüne uzattığınızı hayal edin ellerinizi... Şükredin Tanrıya ve şükredin sağlığınıza ve yaşadığınız her ana...

Gizli yaşamayın hayatı, aleni yaşayın . Bulutlar ne kadar uzak olursa olsun, onlara doğru mutlaka uzanın.
Denize bakan yöne de uzatın ellerinizi.
Kısacası sürgünden kurtarın yüreğinizi, salın sonsuzluğun içine.

Girdabına kapılmadan ve gazabına uğramadan uzaklaşın akreplerin tapınaklarından,
ve çıkın dünyanın temiz ve aydınlık yüzüne.

Engellemeyin ve ertelemeyin kendinizi, kıyılarınıza vurup durmayın da sakın...

Kapılarını yıkmaktan korkmayın hayatın...Yüreğinizin götürdüğü yere doğru fırlayın.

Bunları yapmadan nasıl büyür ki insan?

Emine Sütcü

08.11.2008

 
Toplam blog
: 62
: 707
Kayıt tarihi
: 18.11.08
 
 

1962 dogumluyum. Doğu Akdeniz Üniversitesi mezunu bilgisayar programcısıyım. Mesleğim gereği birçok ..