Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '14

 
Kategori
Siyaset
 

Derini vardı, paraleli de oldu

Derini vardı, paraleli de oldu
 

15-20 Yılda çok geliştik.

Eskiden sadece bir devletimiz vardı, sonra öğrendik ki bir de "derin devlet" ortaya çıkmış.

Resmi devlet yetkilileri inkar ederdi ama sanmayın ki bunu kendi yönettikleri devlette kendi iradeleri dışında olduğundan yaparlardı .

O zamanlar hukuk daha bir hukuk’tu, kuvvetler ayrılığının geçerli olduğu ve hukuk kurallarının “daha çok oy alana göre” şip şak uyarlanmadığı günlerdi. Bu nedenle ister bakan olun ister başbakan, ister hükümet, hukuktan çekinilirdi. Yapacağınız iş yasaya aykırı ise anında yasayı değiştirmek gelmezdi akla. Zaten buna partilerin meclisteki sayısı yetmezdi.

Gerçi fay hatlarının yerini yasayla değiştirmeye kalkanlar olmuştu ama bunları münferit saymak lazım.

Bu nedenle resmi devletin çeşitli nedenlerle yapamadığı pek çok işi hallederdi bu derin devlet.

Şimdi bir de "paralel devlet” peyda olmuş, öyle diyor başbakan.

Başbakana inanmayacağız da kime inanacağız, olmuş diyorsa olmuştur.

Demek ki artık devlet değil, bir nevi imparatorluk olduk.

Eskiden Roma, Osmanlı, İngiltere imparatorlukları yan yana, hatta araya denizlerin girdiği, uzaklarda pek çok ülkeleri, devletçikleri kapsardı. Bizimki Türk versiyonu imparatorluk, bizdeki devletler yan yana değil, üst üste.

Eh, normal, eskiden bu kadar yüksek binalar, gökdelenler var mıydı.. devletler de tekamül edecek elbette, üst üste, iç içe.

Kim demişti, unuttum, “ülkemizin üretemediği bir tek şey var, o da arsa, arazi”.

Ondan oluyor bu rant savaşları, ondan taksimin ortasındaki bir karış park için dünyanın yaygarası, ondan binlerce yıllık İstanbul siluetinin, Ayasofya’nın, Sultanahmet’in arkasında bir yerlerine batası gökdelenlerin yükselişi.

Gerçi buna kısmi çareler buluyorlar, bakıyorlar ki tıkandılar, bir avuç arsa kalmadı şehirde, denizi doldurup yeni araziler, rant merkezleri de yaratmıyorlar değil. Samatya sahilinde görmüşsünüzdür. Ama o kesin çözüm değil, sonuçta bütün denizleri dolduramazsın ki, sonra, rant getirmese bile denizler bize lazım.

Burada bir deniz vardı, nereye gitti derler adama. Çok naif ve saçma bir soru olurdu ama bir o kadar da doğru ve haklı bir soru.

Velhasıl, artık Türkiye Cumhuriyeti üç katlı, ama bu bize intikal eden, dördüncü beşinci katlar var mı orasını bilmiyoruz. İnşallah vardır, üç kat nedir ki, Türk devleti dediğin öyle iki katlı, üç katlı olmaz. En az beş katlı olmalı ki, gökdelen diyemesek de hiç olmazsa apartman diyelim.

Bu diğer katlardaki komşuları ancak o katlardan birilerinin diğer katlardaki komşularının ayağına basmasıyla öğrenebiliyoruz, başka yolu yok maalesef. Çünkü bu paralel devletler bir yerlere iskan bildirimi yapma alışkanlıkları yok.

Geçen gün ecnebi bir arkadaşla sohbet ederken bu konular geçti. Benim yakınmalarımı duyunca “ben burada bir sorun göremiyorum, vermeyin bu adama oy olsun bitsin” dedi.

Ona diyemedim ki ben vermesem ne olur, bizim halkımızın çoğunluğu cahildir, bütün Ortadoğu halkları gibi sandıkta dini eğilimleri ve sempatileri doğrultusunda oy kullanır.

Başbakan çıkar “yollarımızın uzunluğu şu kadardı, arttırdık, şimdi bu kadar oldu” der, derine paralele bakmazlar, bir yerlerinin kılı bile olurlar.

“Biz baş örtüsünü her yerde serbest hale getirdik” der, “nasıl bir özgürlüktür bu ki, biz bu kumaşı başımıza bağlamadan sokağa çıkınca günaha giriyoruz, erkeklerinki kıl değil mi”  deyip sorgulamaz, aksine alkışlarlar.

Bir zamanlar laik bir düzenimiz vardı, siyasi partilerin dini argümanlar kullanarak siyaset yapmasına izin verilmezdi. O devir kapandı, şimdi zincirden kurtuldular, artık mahkeme de onlar, hakim de, kanun da, Anayasa mahkemesi ne yapsın?

Cahil halkın oy vermesini bırak bir kenara, Macit veriyor, Ahmet veriyor, Ercü veriyor.. koskoca İTÜ nün bir fakültesinden üç mühendis bunu yaparsa Türkiye’nin halini sen düşün.

Bak şimdi ben “halkın çoğunluğu cahil” dedim ya, aportta bekleyen birileri duymasın, “bakın bakın, size cahil dedi” deyip şirin görünür kitlesine.

Onun için ben lafı fazla uzatmayayım, post modern çok katlı Türkiye imparatorluğu ile gurur duyayım.

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..