Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '11

 
Kategori
Eğitim
 

Ders çalışmak mı?

Ders çalışmak mı?
 

Evde ders çalışmak sabır işidir.


Anne-babaların okula giden çocuklarından en çok “ Çocuğum ders çalışmak istemiyor.”,“Odasına kapanıyor, saatlerce ders çalışıyor ama yine de başarısız.” sözlerini hep duymuşuzdur. İçeride ne yaptığını merak ediyor musunuz?

Ders çalışmaktan sıkılınca, Ortaokul 1. sınıfta tarih kitabının arasına o zamanki çizgi romanlardan çok sevdiğim “Teksas, Tommiks, Red Kit, vb.yi koyup, ders çalışıyormuş gibi yaptığım günler geldi de aklıma şimdi.

Çocuğunuz odasında ders çalışıyorken, ses seda çıkmıyorsa, meyve, su götürme bahanesiyle bir bakın. Sakın cep telefonuyla arkadaşlarına mesaj  çekiyor, ya da kulaklıkla müzik  dinliyor olmasın? Gençlik bu.

Çocuklar okuldan eve gelince, önce karınlarını doyurmalı, en az bir saat dinlendikten sonra da “programlı bir biçimde” ders çalışmaya başlamalıdır. Eğer oyun faslını uzatırlar veya ders çalışma isteksizliği varsa, onlara ödevlerinin olup olmadığını mutlaka sormalısınız. Onlara kızmadan, hoşgörü ile ders çalışmaya yönlendirmelisiniz. Bu arada ders çalışma  program yapılırken “dershaneye gitme” durumlarına da dikkat etmekte fayda vardır.

Bazı çocuklar arkadaşlarıyla buluşarak ikili veya üçlü gruplar halinde ders çalışacaklarını söylerlerse, onları arada bir kontrol etmekte yarar vardır, diye düşünüyorum. Grup çalışmaları bazen sohbet toplantılarına, diskolarda buluşmaya dönüşebilir.

Unutmayınız ki, öğrenmede esas olan tekrar etmektir. Bu yapılmadığı takdirde o gün öğrenilen konular, hafızaya alınmayacaktır. Bu yüzden öğretmenler ev ödevlerini düzenli olarak-konular evde de tekrar edilsin diye- vermektedir. Onların yapılıp yapılmadığının da kontrol edilmesi gerekir.    

Öğrenci psikolojisini iyi bilmek gerekir. Öğrencilerin dikkatleri uzun sürmez.  40 dakikalık bir derste, en fazla 15-20 dakika derse konsantre olabilirler. Sınıfın çoğunluğu sıralara yaslanıp, “kaymaya” ve donuk gözlerle bakmaya başlarlarsa, o anda “verici merkez” olan öğretmenin “alıcı TV.cihazı” durumunda olan öğrencilerin “frekans dalgalarını”değiştirmesi gerekir. Alıcı ve vericilerin “aynı frekans”ta olması dersin devamını sağlar.  Bunu da dersini bir tiyatro oyuncusu gibi anlatan ve öğrencilere söz veren öğretmenler sağlayabilir.

Öğretmenlerimize önerim. “Öğrencilerin beyni paraşüt gibidir. Açık olduğunda işe yarar.” 

Evde ders çalışması için uygun ortamın sağlanmasının yanında, çocuklara haftalık ders programına benzer” günlük ders çalışma programı” hazırlatılması onu kolaylıkla ders çalışmaya yöneltecektir.

Anne-babalar çoğu zaman çocuğa ders çalışması için uyarılarda bulunur. “Hadi odana git. Ders çalış. Ödevlerini bitir.” Bu uyarılar baskıya dönüşürse, çocuk –hele delikanlı ise- iletişimi koparabilir.

Çocuk gerçekten bazı derslerden başarısız ise, ona yardımcı olmak ve gayrete geçirmek için, en azından “istersen birlikte bir bakalım şu sorulara”demek doğru olanıdır. Anlamazsanız  “bilen birinden” destek almak gibi  doğru yaklaşımlarda bulunmak gerekir.

Çocuk üzerinde hoşgörü ve sabırla –öğüt vermek yerine- “ders çalışmanın önemi”öz ve net bir şekilde anlatılmalıdır. Böylece onlara “özgüvenleri kazandırılmış” olacaktır.

Psikolog Ayşe Erce’nin  bu konudaki önerilerini de  sizlerle paylaşmak isterim.

Hedef belirleyin:Çocuğunuzun ders çalışmak için bir sebebi olmasını istiyorsanız, öncelikle geleceğe dair planlar yapmasını ve minik adımlar halinde hedefler seçmesini isteyin. Örneğin en yakın zamandaki sınavda iyi bir not almak gibi.

Program hazırlayın:Günlük derslerinden oluşan esnek olarak zamana ayarlanmış bir ders programı çocuğun ders çalışmasına yardımcı olacaktır. Programa uyulduğu takdirde çocuğunuza haftalık ödüller verebilirsiniz.

Eleştirmeyin:Çocuğunuzu tembel diye etiketlemek, başkalarıyla kıyaslama yapmak yerine motivasyonunu olumlu yönde etkileyecek sözler söyleyin. Kişiliğini zedeleyecek eleştirilerde bulunmayın. Çünkü çocuğa hakaret etmek, azarlamak, bağırmak aile ile çocuk arasındaki ilişkiye zarar verir ve aralarında bir uçurum oluşturur. Bir süre sonra her iki taraf arasında inatlaşmalar olur, sevgi azalır, kin oluşmaya başlar.

Model olun:Çocuk okuldan eve geldiğinde ebeveynler televizyon karşısına oturup çocuğu ders çalışmak için odasına yönlendirmeyin. Aksi takdirde çocuk ders çalışmayı kendisine verilmiş bir ceza olarak görecektir. Siz de çocuğunuz ders çalışırken kitap okumayı tercih edebilirsiniz.

Sorumluluk verin:Çocuğunuza okulöncesi dönemden itibaren yaşına uygun sorumluluklar vermeniz halinde büyüdüğünde okul ödevlerini hatırlamak konusunda zorlanmayacaktır. Unutmayın, ağaç yaş iken eğilir çocuğa küçük yaşlardan itibaren yaşına uygun sorumluluklar vermek gerekir.

Araştırma yapın:Ders çalışmaya karşı çocuğun isteksiz olma konusundaki asıl nedenini bulmaya çalışın. Çocuğunuz aile, okul veya sağlıkla ilgili yaşadığı çeşitli sorunlar ders çalışmasına engel olabilir. Profesyonel bir uzmandan yardım alın.

Verimli ders çalışmanın sırrı,  programlı ders çalışmaktır.

Sevgi  ve saygılarımla.

 

Ali İhsan ÖZÇAKIR

MEB. Bakanlık Başmüfettişi (E)

e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com 

 
Toplam blog
: 172
: 4867
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

50 yıllık eğitimciyim. İngilizce öğretmenliği ve Bakanlık müfettişliği yaptım. Bunca yıllık eğiti..