Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '13

 
Kategori
Eğitim
 

Ders ola hanelere

Ders ola hanelere
 

Ezber bozmak kolay değildir.

Alışkanlıklardan vazgeçmek bir anda olmaz, olduğunda içi acıtır, neticede ayrılıktır ağrılı olur.

Alışkanlıklar rahat rahat yaşanır. Rahatlık bilinir olmasından kaynaklıdır. Her gün işe gidip gelirken aynı yolu kullanırsanız aklınızda bambaşka düşünceler varken bile isteminizinde ötesinde kesinlikle işyerine ulaşırsınız.Hatta işyerine yakın bir yere uğramanız gerekliliği doğarsa bazen onu unutabilir ve direkt işyerine giderek anlayamadığınız bir biçimde kendinizi orada bulabilirsiniz.

Geçişler o yüzden önemlidir. Ortama, yeniliğe ayak uydurma süreçleri insanı zorlar, kasar, şikayete sevk eder, mutsuz kılar, ama bu süreç belli bir zamanda kendini eskiyi unutmaya götürür, yeniye tabi olmayı sağlar. Öyle bir noktaya gelir ki duygularınız ve düşünceleriniz sanki her daim bu yeni vardı hayatınızda -eski yaşadıklarınız uzak, yeni yasyakın- oluverir.

Eğer insan alışmaya meyil veren bir ruha sahip olmasaydı eskide kalırdı hep.Ve asla değişemez, dönüşemez, ilerleyemez ve gelişemezdi.

Uzatmayalım, sündürmeyelim, çekiştirip durmayalım meseleyi.Hemen konuya girelim.

Çok uzun yıllardır eğitim sistemimizin içinde yerini özel bir şekilde alan yapılanmanın adı dersanedir. Haliyle alışkanlıklardan kolay vazgeçmekte mümkün olmayabiliyor.

Kendimden yola çıkarsam; her hafta sonumu harcadığım, kendimi bir yarış atı gibi hissettiğim, olmasaydı üniversiteyi kazanamayacağım, okulumun vermesi gereken eğitimi babamın parasıyla alıp babamı maddi zarara soktuğum, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite gibi zorunlu eğitim kademesi sandırıldığım kurumlardır dersaneler.

Bazı dersaneler öyle güzel insan yetiştirdi ki hem eğitti hem öğretti.

Bazı dersanelerde hem zamanın, hem maddiyatın çalındığı gibi farklı kötü alışkanlıklarıda farkında olmadan öğrencilerine kazandırdı.

Şimdi geldiğimiz nokta artık karar alma noktasıdır.Tespit ve kararları sıralarsak:

-Eğitim sistemi varsa neden dersane var gibi söylemde bulunmak yerine eğitim sistemimizi en güzel şekilde onaralım.

-Sınav sistemimizi yenilediğimiz eğitim sistemimize uygun hale getirelim.

-Sistemi daha milli daha kaliteli hale dönüştürelim.

-Bu sorumluluk devlete aittir,devletde ziyadesiyle gerçekleştiriyor diyerek rahatlayalım ve bireyler olarak dersane parası adında bir payı bütçe planlarımıza eklemeyelim.

-Varolan dersane yapılanmalarını devletin şefkatiyle sararak işin diğer yakası olan bireylerin(öğretmen, idareci, çalışan) haklarını kaybettirmeden bir plan dahilinde onlara destek olalım.

-Çorbayı çatalla, uzun makarnayı kaşıkla yemeyiz.

-Yazları pardesü, kışları kısa kollu giyerek sokağa çıkmayız.

-Gelirken Allah'a emanet ol, giderken selamün aleyküm demeyiz.

-Uyurken gözlerimizi açıp, okurken gözlerimizi kapamayız.

-Sevinçlerimizde ağlamayız, kederlerde gülmeyiz.

-Kötü söz duyunca gururlanmayız, güzel söz karşısında da yıkılmayız.

-Kazandıklarımızı kaybettiğimizde rahat, kaybettiklerimizi kazandığımızda rahatsız olmayız.

-Etkili bir eğitimi öğretimi aldığımız dersliklere okul derken başka bir çatıya ders veren hane gözüyle bakamayız.

Yok ben aynen de böyle yaparım dyebilirsiniz fakat aykırılık oluşturur bu da kimi yerde mide fesadına, kimi yerde vücut tutulmasına, kimi yerde ruhi bunalımlara, kimi yerde akıl tutulmasına yol açar.

Doğruyu veren ders, doğruyu yaşayan haneler dileklerimle.

 

YAZI: DENİZHAN BURHAN

www.denizhanburhan.org

 
Toplam blog
: 55
: 154
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

Basın Danışmanı. Medya tanıtım uzmanı ..