Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '18

 
Kategori
Eğitim
 

Ders Zili Çalarken

Okulların açılmasıyla birlikte kalabalıklaşan şehirler gibi insan zihnide oluşturulmaya çalışılan eksik ihtiyaç listeleri ve yeni döneme başlamanın stresi ile dolup taşıyor.Öğrencileri bir yandan merak ve heyecan sararken bir yandan da tatile veda etmenin hüznü sarmalıyor.Aileler ise çocukların okula başlamasını birer nefes alma tenefüsü gibi görürken bir yandan da  çocuklarıyla birlikte başlayacakları maratonun nasıl süreceği telaşı almış gidiyor.Özellikle okula ilk defa başlayacak öğrenciler hiç tanımadıkları bir ortamı hiç tanımadıkları kişilerle paylaşırken ilk tutumları ne olacak ve sonrasında süreç nasıl ilerleyecek ailelerin  tam da bu nokta da kaygıları devreye giriyor.Bu süreci kolay atlatmanın ilk adımı kaygılarımızı doğru bir şekilde kanalize etmek olacaktır.

İlk Gün Sendromu Nasıl Atlatılabilir?

Okula ilk defa başlayan bir çocukta ,senelerdir güvenli bağ kurduğu ebevyni ve kendisine yaratmış olduğu güvenli alanın dışına çıkması sebebiyle yaşadığı kaygı çok rahatlıkla gözlemlenebilir.Bununla beraber okulu reddetme,sınıfa girmekten kaçınma,arkadaşlarını reddetme ve ağlama nöbetleriyle çocuk içinde bulunmuş olduğu kaygılı ruh halini davranışlarına yansıtır.Burada ailenin çocuğa tutumu büyük rol oynamaktadır.Okulun kötü ve onu ailesinden ayıran bir yer olmadığını,istediği zaman ailesine ulaşabileceğini ve bu endişeli ruh halini hisseden sadece kendisi olmadığı çocuğa mesaj olarak verilmelidir.

Ebevyn olarak çocuğa ceza, tehdit, bırakıp kaçma, korkutma ya da ilgisizlik gibi davranışlar sergilenmekten kaçınılmalıdır. İlk haftalarda oryantasyon sürecinin sağlıklı geçmesi açısından, çocuğunuzu okula bırakıp gitmek yerine onu sınıfına yolcularken siz aşağıda onu bekleyeceğinizi  ve istediği zaman sizi görmesini sağlayacağınızı ifade ederek ona güven vermiş olursunuz. Eğer bir yere gidecekseniz de bunu çocuğa mutlaka sözlü bir şekilde belirtmek ve mümkünse somutlaştırmak çocuğunuzun hem size hem kuruma olan güvenin oluşmasını sağlayacaktır .Mesela çocuğunuza, okulu için eksik olan bir şeyi almanız gerektiğini söyleyip, ondan buna izin verip vermeyeceğini sorabilir gidip bahsettiğiniz materyali alıp söz verdiğiniz saatte çocuğunuzun yanına tekrar gelmeniz sizin ve çocuğunuzun yararına olacaktır.

Çocuğunuzu alıp bırakırken kimin bu görevi üstleneceğini bahsettiyseniz o kişilerin bunu gerçekleştirmesine özen göstermeniz çocukta güven oluşumunu sağlamaktadır. Sabah annesi bırakırken akşam babasının alacağını söylüyorsanız bu duruma özen göstererek alma bırakma işlemini gerçekleştirmelisiniz. Eğer aksi bir durum oluyorsa da bu çocuğa mutlaka açıklanmalıdır.

Bu İffadeleri Kullanın

-Günün nasıl geçti?

-Arkadaşlarınla aran nasıl?

-Bugün öğretmeninle birlikte neler yaptınız?  gibi ifadeler hem çocuğunuzla aranızda ki paylaşımı kuvvetlendirirken hem de çocuğunuzun size gün içerisinde yaşadıklarını anlatmasını sağlayarak iletişiminizi kuvvetlendirir.

Son olarak , 

Çocuk bu güvenli bağı oluşturduğu takdirde okulun onun hayatına zarar veren ,onu sevdiklerinden ayıran bir yer yerine ,akranlarıyla sosyalleşebildiği ve bir şeyler öğrenirken keyifli vakit geçirdiği güvenli bir alan olduğunu benimseyecektir.Bütün öğrencilere ve onlarla birlikte bu maratonda koşan velilere güzel,başarı dolu bir yıl dilerim.

 

ınstagram : psikologbelizgoncu

 
Toplam blog
: 7
: 87
Kayıt tarihi
: 24.01.18
 
 

2015 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra aynı sene Üskü..