Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '09

 
Kategori
Eğitim
 

Dershane sömürüsü

Dershane sömürüsü
 

Bir ÖSS ve bir SBS daha geri de kaldı. Stresin yerini umutlu bir bekleyiş aldı. Ben SBS benzeri bir sınavla hiç tanışmadım, fakat 18 sene önce ÖSS'ye girmiştim. Bu sınav o zaman iki aşamalıydı. Taban puan olan “105” puanı geçersen ikinci aşama olan ÖYS'ye katılma hakkı kazanıyor, buradan aldığınız puana göre tercih yapıyordunuz. Dershane sistemi de daha yeni yeni filizlenmeye başlıyordu. O zamanlar dershanelere şimdi olduğu gibi ilköğretim 4. sınıftan itibaren değil de sadece lise son sınıfta gidilirdi. Aslında dershanelerde bilmediğimiz yeni bir şeyi öğrenmezdik, sadece yabancı olduğumuz test kültürüne aşina olmak yada komşunun kızı gittiği için bizde evdekileri razı eder, yarım dönem olsa da gitmeye çalışırdık. Hatta dershaneye gidenlerle de dalga geçerler ve; “ Dersi sınıfta anlamamışta dershaneye gidiyor” denilirdi. Bu nedenle dershaneye gidenler de pek çaktırmazlardı dershaneye gittiklerini.

Okulumuzda mevcut eğitim, öğretim ve bunu sağlayan öğretmenlerimiz o kadar iyiydi ki İlk sınavda sınıfımızın hemen hepsi taban puan olan “105” puanı almış ve ikinci aşamaya katılmaya hak kazanmıştı. Oysa sadece sınıf mevcudunun %25'i dershaneye gidiyordu. İkinci aşama olan ÖYS'de ise; Bir çok sınıf arkadaşım başta 5 tane tıp fakültesi olmak üzere, Mimarlık, Mühendislik, Öğretmenlik, Turizm ve Otelcilik, Eczacılık ve Diş hekimliği v.b dallarda eğitim veren fakültelere kayıt hakkı kazanmışlardı. 4 yıllık yüksek öğretimi kazanamayan az sayıdaki arkadaşlarım da mutlaka 2 yıllık bir meslek yüksek okuluna kayıt hakkı kazanmıştı. Ben ve arkadaşlarım büyük bir şehrin ünlü bir özel okulunda değil, 12.000 nüfuslu mütevazı bir ilçenin mütevazı bir düz lisesinde eğitim görmüştük. Dershane sistemi ile hiç tanışmayan benden 7 yaş büyük ağabeyim de aynı lisede okumuş ve o zamanlar ki ÖYS başarıları bizim başarımızdan çok daha yüksek olmuştu. Dershane sistemi içersinde büyüyen kardeşim de aynı lisede okumuştu fakat onların ÖYS başarısı bizim başarımızı mumla aratmıştı. Dershane sistemi ve sömürüsü geliştikçe öğretmenlerin otoriteleri ve kısmen de olsa yetenekleri ellerinden alınmış, aidiyet duyguları azaltılmış ve sisteme uymaya zorlanmışlardır. Buna bağlı olarak okullarda ki eğitim seviyesi hızla düşmüş, eğitim asıl verilmesi gereken yerde değil de dershanelerde verilir hale getirilmiştir.

Dershaneler artık öyle bir hale gelmiştir ki dershaneye gitmeden tıp fakültesini kazanan bir öğrencinin gerçek bir mucizeyi gerçekleştirdiği için belediye tarafından heykeli dikilmesi teklif bile edilmiştir.( İzmir de olmuştu) Yıllarca dershanelere akan milyarlarca lira ne yatırıma dönüşmüş nede eğitimde taş taş üzerine koymuştur. Sadece sistem; her köşe başında bir dershane açılmasını tetiklemiş, anne babalarımızın bir umut diye yatırdığı milyarlarca lira ile çoğu eğitimci bile olmayan dershane sahipleri zenginleşmiş ve geride hakkı olan eğitimi okullarında alamadığı için mecburen dershanelere mahkum edilmiş, çocukluklarını yaşayacakları çağlarda yarış atına dönüştürülen ve bu nedenle kişilikleri bozulmaya yüz tutmuş çocuklar ile çarpık ve adaletsiz bir eğitim sistemi bırakmıştır.

Hayal edin siz 10-11 yaşlarında iken ne yapıyordunuz? Çocuğunuz şimdi ne yapıyor? Sistem eğer değişmez, çocukların kendilerini yeniden keşfetmelerini sağlayacak bir eğitim modeli geliştirilmez, dershanelerin palangasından kurtulunmaz ise onların çocukları ne yapıyor olacak? Madem öyle bütün okulları kapatalım herkes dershanelere kayıt yaptırsın okullarda harcayacağımız vakti dershanelerde geçirelim ki bir soru daha fazla çözelim.Yıllık milyarlarca lira dershane kayıt parasını veremeyenler ne olacak diye sorarsanız komik olmayın onlar ne zaman önemli oldu ki şimdi önemli olsunlar... Sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 5
: 1000
Kayıt tarihi
: 25.04.09
 
 

1974 Gümüşhacıköy/Amasya doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F İşletme bölümü mezunuyum. Doğa..